Sayfalar

9 Şubat 2013 Cumartesi

HUKUK 5 - İDARE HUKUKU



İDARE HUKUKU

İdare hukuku, idarenin kuruluş ve işleyişine uygulanan kamu hukuku kurallarının bütünüdür.
İdare hukuku, idarenin hukuku değildir. Çünkü idareye bazı durumlarda özel hukuk kuralları da uygulanabilir. Örneğin, idare ihtiyacı olan bir binayı bir özel kişiden kira sözleşmesi ile kiralayabilir. Bu kira sözleşmesi idare hukukuna değil, borçlar hukukuna tabidir ve uyuşmazlık çıkması halinde adli yargıya gidilir.
İdare hukukunun uygulama alanını belirlemekte kullanılan temel ölçüt kamu gücü ölçütüdür. Buna göre, idarenin kamu gücü kullanarak yaptığı işler idare hukukuna tabidir ve bu işlerden doğan uyuşmazlıklara idari yargıda bakılır.

MERKEZDEN  YÖNETİM: 

İdarenin topluma sunacağı hizmetlerin başkent adı verilen devlet merkezinden ve tek elden yürütülmesidir.
Merkezi idarenin başkentteki yetkililerden oluşan teşkilatına başkent teşkilatı, başkent dışındaki tüm ülkeye yayılmış teşkilatına ise taşra teşkilatı denilmektedir. Bununla beraber, merkezi idarenin taşra teşkilatında yer alan görevliler, idari hizmetlerin görülmesi konusunda kendilerine ait herhangi bir yetkiye sahip değildirler. Bu görevliler, başkentteki yetkililerce atanırlar; onların emir ve talimatları doğrultusunda hareket ederler ve de onlara hiyerarşi olarak adlandırılan bir hukuki bağ ile bağlıdırlar.
Merkezden Yönetimin Özellikleri :
- Tüm idare hizmetler merkezde toplanmıştır. Ve hizmetler tek elden yürür
- Bir taşra teşkilatı vardır.
- Tüm kaynaklar merkezde toplanmıştır. Yetki ve sorumluluk merkeze aittir

Merkezden Yönetimin Yararları :
- Güçlü bir devlet yönetimi sağlar.
- Hizmetler, daha az harcama ile ve rasyonel bir biçimde yürütülür.
- Hizmetler, yeknesak bir biçimde yürütülür.

Merkezden Yönetimin Sakıncaları :
- Bürokrasi ve kırtasiyeciliğe yol açar.
- Hizmetlerin yöresel gereksinimlere göre yürütülmesi güçtür.
- Demokratik ilkelere pek uygun değildir.




SORU: Hizmetsel  kurumların yöneticilerinin göreve gelmesi yada görevlerine son verilmesi kural olarak merkezi idarenin kararı ile olur Aşağıdakilerden hangisi Merkezin atamasışındadır
                 
a) Kamu iktisadi teşebbüsleri
b) Üniversiteler
c) Yüksek öğretim kurumu
d) Sosyal güvenlik kurumu
e) Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları


 Yetki Genişliği (Tevsii Mezuniyet) İlkesi

Yetki Genişliği, Merkezden yönetimin taşrada etkin bir şekilde işleyişini sağlamak için yalnızca il idaresinde valiye tanınmış karar alabilme ve uygulama yetkisidir. misal; 'eskişehir ilinde kar yağışı oldukça fazladır.valimiz okulların 2 gün için tatil olmasına karar vermiştir.ve okullar tatil olmuştur.valimiz bu kararı için ne milli eğitim genel müdürlüğüne,ne de milli eğitim bakanlığı'na danışıp onay alma gereği duymuştur.

Soru: Yetki genişliği aşağıdaki taşra örgütlerinden hangisinde uygulanmaktadır?

a) Sadece il idaresinde
b) Kaymakamlıkta
c) Köylerde
d) Belediyelerde
e) Bucaklarda

YERİNDEN YÖNETİM (ADEMİ MERKEZİYET) İLKESİ

Merkezden yönetimin tersine, yerinden yönetim (ademi merkeziyet), topluma sunulacak bazı idari hizmetlerin devlet merkezinden ve tek elden değil, merkezi idare teşkilatı içinde yer almayan ve merkezi idare hiyerarşisine dahil olmayan kamu tüzelkişileri tarafından yürütülmesidir.

YERİNDEN YÖNETİMİN SAKINCALARI
Ülke Bütünlüğünün ve Milli Birliğin Sarsılma Tehlikesi -      Partizanca Uygulamalara Yol Açması Hizmetlerin Yeknesak Bir Biçimde Yürütülmemesi       -     Mali Denetimdeki Güçlükler

Soru : Aşağıdakilerden hangisi yerinden yönetim sisteminin sakıncalarından biri değildir

A) Ülke bütünlüğünü sarsma tehlikesi
B) Hizmetlerin yeknesak yürütülememesi
C) Mali denetimde güçlüklerin ortaya çıkması
D) Partizanca uygulamalara yol açması
E) Demokratik ilkelere uygun olmaması

İDARENİN BÜTÜNLÜĞÜ
İdarenin gerek kuruluş ve gerek görevleri yönünden bütünlüğü, hiyerarşi ve idari vesayet olarak adlandırılan belli başlı iki araç ile gerçekleştirilmektedir..

A. Hiyerarşi              
       
Hiyerarşik Makamlar
Merkezden yönetim sisteminde, ülke düzeyinde yürütülmesi gereken her bir idari hizmet, bakanlık biçimde tertip edilmiş ve merkezde toplanmıştır. Dolayısıyla, merkezi idari teşkilatında hiyerarşik düzenin en üstünde BAKAN yer alır. Ancak bakan en yüksek hiyerarşik amir olmakla beraber, hiyerarşi yetkisi yalnızca bakan tarafından kullanılmaz. Bu yetki, hiyerarşi düzeninin her bir kademe ve basamağında yer alan üst dereceli memurlar tarafından da kullanılır. Yerel yönetimlerden il özel idaresinden en yüksek hiyerarşik amir vali, belediye idaresinde başkanı ve köy idaresinde ise muhtardır.
BAKANMÜSTEŞARGENEL MÜDÜRDAİRE BAŞKANI

SORU: Merkezi idarede en üst hiyerarşik amir hangisidir
a) Cumhurbaşkanı     b) Bakanlar kurulu        c) Başbakan      d) Bakan          e) Başbakanlık müsteşarı

HİYERARŞİ GÜCÜNÜN KAPSAMI

Hiyerarşi gücünden kaynaklanan yetkilerin kapsamını şu şekilde belirtmek mümkündür:
- Astın Memuriyet durumuna ilişkin işlemler yapma; Örneğin, hiyerarşik amir, astlarına ilişkin atama, sicil verme, yükseltme işlemleri yapma, onlara disiplin cezaları verme ve onların hizmet yerlerini değiştirme yetkisine sahiptir.
- Asta emir verme yetkisi; Ast ancak konusu suç teşkil eden bir emir söz konusu olduğunda, üstün emrini yerine getirmemek imkanına sahiptir. Üst kanunsuz emirde ısrar eder ve yazı ile yinelerse ast emri yerine getirmek zorunda  suç teşkil ediyorsa yerine getirmemelidir
- Astın işlemlerini denetleme yetkisi; Hiyerarşik amir, astın işlemlerini yapmasından sonra bu işlemleri denetleme ve bu denetim sonucuna göre astın işlemlerini onama ya da onamama, düzeltme, değiştirme, kaldırma, geri alma (iptal etme), uygulanmalarını erteleme ya da durdurma gibi yetkilere sahiptir.
- Ast ve Üst asla birbirlerinin yerine geçerek işlem yapamazlar

Soru: İdari işlemler üzerindeki hiyerarşik yetki için yanlış bilgi aşağıdakilerden hangisidir?

A) Üst, işlem yapıldıktan sonra denetim yapamaz.
B) Üst, asta emir ve yön verebilir.
C) Üst, astın işlemlerini yerindelik yönünden denetleyebilir.
D) Hiyerarşik denetim sonunda astın işlemlerini iptal edebilir.
E) Üst, astın işlemini geciktirebilir.

B) İdari Vesayet
İdari Vesayet, merkezi idare ile yerinden yönetim kuruluşları arasındaki hukuki bağı, bütünlüğü sağlayan bir hukuki araçtır. Hiyerarşiden farkı idarî vesayet farklı kamu tüzelkişilikleri arasındaki ilişkidir.
merkezi idare ile yerinden yönetim kuruluşları arasında bütünlüğü sağlayan bir araçtır. ayrıca büyükşehir belediyelerinin ilçe belediyeleri üzerindeki yetkileri, yök'ün üniversiteler üzerindeki yetkileri, meslek kuruluşlarının birliklerin yerel meslek kuruluşları üzerindeki yetkiler, idari vesayet yetkisi olarak nitelendirilir.

İDARİ VESAYET ; Ayrı tüzel kişilik içindeki denetim mekanizmasıdır.
HİYERARŞİ ;  Aynı tüzel kişilik içindeki astlık üstlük ilişkisidir.
bu tanımlardan hareketle önce tüzel kişi nedir onu bilmek gerekir. Tüzel kişi ; merkezden ayrı varlıklarını sürdüren ve bütçeleri de ayrı olan kişi ve mal topluluklarıdır .Şimdi verdiğiniz örneklerde açıklayayım bunu.
Mesela ; İçişleri Bakanlığı ile Sinop Belediye Başkanlığı idari vesayettir. Cünkü İçişleri Bakanlığı merkez bütçesinden yararlanır , Belediyelerin ise kendine has bütçeleri vardır yani bu demek oluyor ki bütçeleri ayrı ve ayrı tüzel kişilikleri var.
Mesela ; Adalet Bakanlığı ile Türkiye Barolar Birliği , Adalet Bakanlığı ve Baroların bütçeleri birdir ve ikiside merkez bütçesinden yararlanır aynı tüzel kişilik içindedir.

SORU: Aşağıdakilerden hangisi arasındaki ilişki idari vesayete örnek oluşturur.

a) Yök-Üniversiteler                                    b) Valilik-İl idare kurulu                
c) İçişleri bak.-Emniyet g.m.         d) İçişleri bak.-Kaymakamlık                    
e) Valilik-Kaymakamlık

Soru: Türkiye Barolar Birliği ile Ankara Barosu ya da Büyükşehir Belediyesi ile ilçe belediyeleri arasındaki hukuki bağ hangisidir?

A) Hiyerarşi      B) İdari vesayet  C) Yetki genişliği      D) Özel yönetim        E) Merkez - taşra ilişkisi

KAMU TÜZELKİŞİLİĞİ
Kamu hukuku tüzel kişileri (kamu tüzel kişileri), kamu hukukuna tabi olan tüzel kişilerdir. Bu tür tüzel kişiler kamu gücünü temsil ederler. Diğer kişilerler olan ilişkilerde üstün durumda bulunurlar. Kamu yönetimleri denilen devlet, iller (İl Özel İdareleri), belediyeler ve köyler, kişi topluluğu niteliğindeki kamu hukuku tüzel kişileridir. Kamu kurumları, gerek devlet gerekse vakıf üniversiteleri, hastaneler, TRT, YÖK kamu hukuku tüzel kişileridirler. 
Kamu hukuku tüzel kişilerinin başında Devlet bulunur. Bakanlıkların Devletten ayrı bir tüzel kişiliği yoktur, fakat devletin organı olarak faaliyet gösterirler. Bir örnek vermek gerekirse Bakanlıklıkların taraf oldukları davalar Devletin avukatları (hazine avukatları) tarafından takip edilir.  Kısaca bazı devlet dairelerinin tüzel kişiliği vardır ve bazılarının yoktur
                    
Anayasada düzenlenen ve kamu tüzel kişiliği olan kuruluşlar
l Özel İdaresi                *  Belediye İdaresi              *  Köy İdaresi           * Üniversiteler              *  TRT  
*Atatürk, Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu               *  Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları


Kamu tüzel kişiliği kanunla kurulan kurumlar  
Milli Piyango İdaresi Genel Müd 
 Savunma Sanayi Müsteşarlığı  
Sivil Havacılık Genel Müd
TODAİE                                                            
TSE                                                                                       
TÜBA
TÜBİTAK                                                         
 Türkiye Atom Enerjisi Kurumu                       YÖK
Yüksek Teknoloji Enstitüsü                              Ziraat Bankası

SORU: I. Anayasa mahkemesi            II. Rekabet kurumu        III. Dış işleri bakanlığı
           IV. Devlet demir yol g.m         V. Milli güvenlik kurulu

Yukarıda sayılanlardan hangilerinin ayrı bir kamu tüzel kişiliği bulunmaz

a) I             b) I ve V            c) II ve IV              d) I-III-V                     e) III ve V




İDARİ İŞLEM

İdari işlemler, idari fonksiyonun yerine getirilmesi için yapılan kamu hukuku işlemleridir.
·         Sağlık hizmeti İDARİ İŞLEM dir
İdari işlemleri, öncelikle, tek yanlı ve iki yanlı işlemler olarak iki kategori altında toplayabiliriz. Tek yanlı idari işlemler, ilgilisinin rıza ve muvafakatına bağlı olamadan, idarenin tek yanlı olarak açıkladığı iradesi ile yapılan işlemlerdir. İdari işlemlerin çok büyük bir çoğunluğu tek yanlı işlemlerdir. İki yanlı idari işlemler ise, idare ile ilgilisinin karşılıklı olarak açıkladıkları iradelerin uyuşumu sonucu yapılan işlemlerdir. İdari sözleşmeler, iki yanlı idari işlemlerdir.
İdari karar türleri
1. Şart İşlem : Belli bir kişiyi belirlenmiş nesnel bir statüye sokan işlemdir MEMUR ATAMA-EMEKLİ YAPMA
2.Subjektif(Öznel) İşlem: Her kişinin özel durumuna göre belirlenen işlemdir TAHAKUK-DİSİPLİN CEZASI

3.Basit İşlem: Tek idari merci tarafından açıklanan tek işlem AMİRE UYARMA CEZASI
4.Kollektif İşlem: Aynı anda aynı yönede birden fazla iradenin olduğu işlem KURUL KARARLARI
5. Karma işlem: Aynı anda Aynı amaçla Sıralı açıklanan işlem MÜŞTEREK KARARNAME(BAK.BAŞK.CUMH)

6.Yararlandırıcı işlem: İlgilisine yarar sağlayan işlem İZİN ve RUHSAT İŞLEMLERİ
7.Yüklendirici İşlem: İlgilisine Bir yük getiren işlem VERGİ
8.Sarih İşlem: sözlü işlem KOLLUK İŞLEMLERİ SÖZLÜ YAPILABİLİR
9.Zımnı İşlem: İdare susma ile deirade açıklayabilir ZIMNİ RED – ZIMNİ KABUL
SORU: Bir fakülte öğrencisinin yönetim kurulu tarafından kaydının silinmesi ne tür işlemdir
a) Kollektif –Şart    b) Karma-Birel          c) Kollektif-Öznel    d) Karma-Şart        e) Düzenleyici-Birel

SORU: Bir devlet memurunun memurluktan çıkarılması nasıl bir işlemdir – Tüzük çıkarmak nasıl bir işlemdir
Kollektif işlem  -  Şart İşlem

SORU: Aşağıdakilerden hangisi SUBJEKTİF işlemdir
Kişiye özel vergi cezası kesilmesi
YETKİ VE İMZA DEVRİ
Yetki devri istisnaidir ve ancak kanunlarda açıkça öngörülen hallerde ve açıkça öngörülen işlem ve kararlar için mümkündür. imza devri için de kanuni bir izine ihtiyaç vardır.
FONKSİYON (GÖREV) GASBI:
İdarenin görevli olmadığı bir alanda işlem tesis etmesiyle ortaya çıkan ve yapılan işlemin yok hükmünde sayıldığı sakatlıktır. KAYMAKAMIN BOŞANMA KARARI VERMESİ
YETKİ GASBI:
İdarenin görev alanına giren bir alanda yetkisiz bir merci veya idareye yabancı kişi tarafından karar alınması halinde ortaya çıkan ve alınan kararın yok sayıldığı sakatlık halidir. BENİM MÜSTEŞAR ATAMAM Aslında böyle bir durumda yargıya müracaat etmeye dahi gerek yoktur. Eğer işlemi yapan idari teşkilat içinden birisiyse, o zaman yargıya gitmek gerekebilir. Danıştay, yetkili olmayan müdür yardımcısının başka bir memurun istifasını kabul etmesini, bu memuru istifa etmiş saymasını yetki gasbı olarak değerlendirmiş ve yok hükmünde olduğunu belirtmiştir.

YETKİ TECAVÜZÜ:
İdare adına irade açıklamaya yetkili bir merci veya kamu görevlisinin görev alanına giren bir konu hakkında karar alınması halinde ortaya çıkan ve iptali istenebilen sakatlık halidir KURULLARIN BİRBİRİ YERİNE KARAR VERMESİ - ADALET BAKANLIĞINDA ÇALIŞAN MEMURUN SAĞLIK BAKANLIĞI TARAFINDAN EMEKLİYE SEVKİ)

SORU:    I. Kaymakam tarafından yapılması gereken bir idari işlemin vali tarafından yapılması
                II. İdareye tamamen yabancı biri tarafından idari işlem tesis edilmesi
                III. Belediye encümeni tarafından yapılması gereken bir işlemin belediye mecl tarafından yapılması
                IV. İdare adına irade açıklamaya yetkili olmayan görevlilere idari işlem tesis edilmesi
                V. Muhtarın seçilmesine engel durum olmasında ilçe idare kurulu tarafından görvine son verilmesi
Yukarıdakilerden hangileri Yetki Tecavüzüne örnek olur
a) V                         b) I ve III                          c) II ve IV                       d) I-III ve IV                            e) I-II-III ve IV

SORU: Kanunla düzenlenmesi gereken konunun Tüzükle düzenlenmesi aşağıdakilerden hangisini oluşturur
a) Görev gaspı                      b) Yetki gaspı          c) Yetki tecavüzü               d) Yetki saptırması             e) Usul saptırması

Soru: Fonksiyon gaspı aşağıdakilerden hangisi ile sakattır?

a) iptal edilebilirlik                          b) Butlan
c) Yokluk                                           d) Nisbi butlan
e) Mutlak Butlan
Şekil Yönünden Hukuka Aykırılık: Karar yeter sayısına uyulmaması, kararnamedeki imza eksikliği gibi şekil eksiklikleri iptal nedeni olarak görülmüş

Sebep Yönünden Hukuka Aykırılık: İdari işlemin belli bir sebebe dayanması gerektiği açık bir kuraldır. Ayrıca bu sebep, bir hukuk kuralına dayanmalıdır. Dolayısıyla idari işlemin sebebinin olmaması ya da sebebinin hukuka aykırı olması halinde işlem iptal edilir.

Amaç Yönünden Hukuka Aykırılık: Bu konuda öncelikle amaç unsuru ile takdir yetkisi ilişkisine değinmek gerekir. Belli bir durum karşısında idare şu veya bu şekilde karar almakta serbesttir  karar alırken kişisel siyasal ve özel amaç güdemez.
Konu Yönünden Hukuka Aykırılık: İdari işlemlerin geçerli olabilmesi için öncelikle imkanlı olması gerikir

Soru : Kolluk makamları düzeni bozan yada tehlikeye düşüren bir durum olmadığı halde Temel hak ve özgürlüklere müdahale müdahale edici bir işlem yapmaları hangi yönden hukuka aykırıdır
a) Yetki                    b) Şekil                c)Sebep                d) Konu          e) Maksat  


Soru : İdari işlemin geçmişe etkili olarak tahsil edilmesi hangi unsurda hukuka aykırılık oluşturur
a) Yetki                    b) Şekil                 c)Sebep             d) Konu          e) Maksat  

Soru : Aşağıdakilerden hangisi yok hükmündeki hukuka aykırılıklardan değildir
a) Ağır yetki tecavüzü
b) Görev gaspı
c) Siyasi amaçla yapılan idari işlem
d) İşlemin konusunun imkansız olması
e) Yetki Gaspı

Soru: Aşağıdakilerden hangisi konu yönünden hukuka aykırıdır
a) Bir kamu görevlisinin yerine kardeşinin imza atması sonucu tahsis edilen işlem
b) Bir öğretmene öğretim yılı içinde yıllık izin verilmesi işlemi
c) Savunması alınmadan bir memura aylıktan kesme cezası verilmesi
d) Üye olmayan bir kişinin yönetim kurulu toplantısına katılmasıyla alınan idari karar
e) Siyasi bir nedenle yapılan atama
İDARENİN SÖZLEŞMELERİ
3.8.1999-4446 sayılı kanun gereği Devlet, kamu iktisadî teşebbüsleri ve diğer kamu tüzelkişileri tarafından yürütülen yatırım ve hizmetlerden hangilerinin özel hukuk sözleşmeleri ile gerçek veya tüzelkişilere yaptırılabileceği veya devredilebileceği kanunla belirlenir.
Müşterek Emanet Sözleşmeleri : bir kamu hizmetinin, hasar ve zararı idareye ait olmak ve onu üstlenen özel hukuk kişisine gelir üzerinden bir pay verilmek suretiyle yürütülmesi için yapılan sözleşmedir. Müşterek emanet usulünde sermaye idareye aittir. Özel hukuk kişisi ise emeği ve bilgisi ile hizmeti yürütmektedir.
Mali İltizam Sözleşmeleri : Bir hizmetin idare tarafından bir bedel karşılığında Mültezim adı verilen karşı tarafa gördürülmesi iltizam sözleşmesi
Kamu istikraz sözleşmeleri : Devletin veya tüzel kişiliğe sahip kamu kurum ve kuruluşlarının genel giderlerini veya bazı ihtiyaçlarını karşılamak üzere gerekli parayı senet çıkarmak suretiyle halktan veya sermaye sahiplerinden borç para almasını sağlayan sözleşmelere kamu istikraz sözleşmesi denir.
Kamu hizmeti imtiyaz sözleşmeleri : İdarenin kamu hizmeti teşkil eden bir görevin yerine getirilmesini bir idarî sözleşme ile özel bir müteşebbise devretmesine "kamu hizmeti imtiyaz sözleşmeleri" denir

Yeraltı ve Yerüstü Servetlere İlişkin İşletme Sözleşmeleri : 3213 sayılı Kanun, maden işletme imtiyazını kaldırdığından artık idare madenlerin işletilmesini, işletmeciye bir imtiyaz sözleşmesi ile değil "ruhsat" ile
vermektedir.
Orman işletme sözleşmeleri: 1982 anayasası ile ormanların özel kişilerce işletilmesi yasaklanmıştır
İdari hizmet sözleşmeleri (sözleşmeli personelin iş akdi) İdarenin, kamu kurum ve kuruluşları ile kamu iktisadî teşebbüslerinde çalışan ve işçi statüsünde olmayan kamu görevlileri ile yaptığı sözleşmelerdir.

 Soru: Bir kamu hizmetinin bir özel kişi tarafından kurulmasını ve belli bir süre işletilmesini öngören idari sözleşme aşağıdakilerden hangisidir?

A)
Mali iltizam sözleşmesi
B)
Kamu istikraz sözleşmesi
C)
Kamu hizmeti imtiyaz sözleşmesi
D)
Orman işletme sözleşmesi
E)
İdari hizmet sözleşmesi

Soru: Aşağıdakilerden hangisi idari sözleşme türlerinden değildir?

A) Kamu istikraz sözleşmeleri
B) Yeraltı ve yerüstü servetlerine ilişkin işletme sözleşmeleri
C) Orman işletme sözleşmeleri
D) Mali iltizam sözleşmeleri
E) İdarenin alım satım sözleşmeleri

İDARENİN MAL EDİNME USULLERİ
İdarenin satın alma yolu ile mal elde etmesi her zaman mümkün olmayabilir. Zira idarenin ihtiyaç duyduğu malların malikleri mallarını satmak istemeyebilirler. İşte bu nedenle İdare, kamu gücü kullanmak suretiyle de ihtiyaç duyduğu malları İdare malları arasına katabilme yetkisi ile donatılmıştır. İdarenin kamu gücü kullanmak suretiyle mal edinme yetkilerinin başlıcaları kamulaştırma ve istimvaldir.

1.KAMULAŞTIRMA
Kamulaştırma, Anayasa’nın 46. maddesine göre, Devlet ve kamu tüzelkişilerinin, kamu yararının gerektirdiği hallerde, karşılığını peşin ödemek şartıyla, özel mülkiyette bulunan taşınmaz bir malın tamamına veya bir kısmına, kanunda gösterilen esas ve usullere göre zorla el atmasıdır.
- Kamulaştırma özel mülkiyette bulunan taşınmazlara, Devlet veya kamu tüzelkişilerince el atılmasıdır. Bu nedenle, kamulaştırmanın konusunu taşınmaz mallar teşkil eder
 - Kamulaştırma ancak kamu yararını gerçekleştirmek için yapılabilir
- Kamulaştırılacak taşınmazın karşılığının peşin olarak ödenmesi gerekir. Kural bu olmakla beraber, belli amaçlarla yapılacak kamulaştırmalarda, karşılığın taksitle de ödenmesi mümkün kılınmıştır.
- Belediye adına kamulaştırma yapma yetkisi Belediye Encümenine aittir

KAMULAŞTIRMANIN AŞAMALARI

- Kamulaştırma Bedeli İçin yeterli Ödenek temin edilmesi : Kamulaştırrmayı yapacak olan idare, öncelikle kamulaştırma bedeli için yeterli ödenek temin etmelidir.
- Kamu Yararı Kararının Alınması :  Köy lehine kamulaştırmalarda köy ihtiyar meclisi, belediye lehine kamulaştırmalarda belediye encümeni, il özel idaresi lehine kamulaştırmalarda il daimi encümeni, Devlet lehine kamulaştırmalarda il idare kurulu, büyük enerji ve sulama projeleri ile iskan projelerinin gerçekleştirilmesi, yeni ormanların yetiştirilmesi, kıyıların korunması ve turizm amacıyla yapılacak kamulaştırmalarda ilgili bakanlık, birden fazla ili içine alan Devlet lehine kamulaştırmalarda Bakanlar Kurulu kamu yararı kararı almaya yetkilidir.
- Kamulaştırılacak Taşınmazın Belirlenmesi
- Kamulaştırma Kararının Alınması
- Kıymet takdir komisyonu ve Uzlaşma komisyonu görevlendirilir.

- Kamulaştırılacak olan taşınmazın satın alma yoluyla elde edilmesinin mümkün olmaması halinde idare, kamulaştırılacak olan taşınmaz ile ilgili olarak topladığı bilgi ve belgeler ile yaptırmış olduğu bedel tespiti ve buna ilişkin tüm bilgi ve belgeleri de eklediği bir dilekçe ile taşınmazın bulunduğu yerdeki asliye hukuk mahkemesine başvurarak, kamulaştırma bedelinin tespiti ile be bedelin peşin ya da koşulları varsa taksitle ödenmesi karşılığında idare adına tapuda tesciline karar verilmesini talep eder.
- Asliye hukuk hakimi, duruşmada önce tarafları kamulaştırma bedeli konusunda anlaşmaya davet eder. Anlaşmanın olmaması halinde, hakim mahallinde keşif yapmak ve bilirkişi incelemesi yaptırmak suretiyle kamulaştırma bedelini belirler.
- Kamulaştırılan taşınmazın idare adına tesciline ilişkin asliye hukuk mahkemesi kararı kesin olup, bu kararı temyiz edilmesi olanaksızdır. Buna karşılık, tarafların kamulaştırma bedeline ilişkin mahkeme kararı kısmını temyiz etme hakları bulunmaktadır.
- Taşınmaz maliki kamulaştırma işleminin hukuka aykırılığını ileri sürerek idari yargıda iptal davası açabilir. Taşınmaz malikinin iptal davası açması halinde, bu davaya bakacak olan idari yargı mercii yürütmenin durdurulması kararı verir ise, asliye hukuk mahkemesi idari yargıda açılan iptal davasını bekletici mesele olarak kabul etmek zorundadır.
Kamu yararı kararında belirtilen sebep gerçekleşmediği takdirde, kamulaştırmanın hükümsüz sayılması ve kamulaştırılan taşınmazın eski malikince geri alınabilmesi gerekir. Kamulaştırma bedelinin kesinleşmesinden itibaren beş yıl içinde kamulaştırmayı yapan idarece kamulaştırma amacına uygun hiçbir işlem veya tesisat yapılmaz veya kamu yararına yönelik bir ihtiyaca tahsisi edilmeyerek taşınmaz mal olduğu gibi bırakılır ise, mal sahibi veya mirasçıları kamulaştırma bedelini aldıkları günden itibaren işleyecek kanuni faizi ille birlikte ödeyerek taşınmaz malı geri alabilirler. Geri alma hakkı, doğmasından itibaren 1 yıl içinde kullanılmak gerekir.j
Kamulaştırma bedelinin taksitle ödenmesi mümkündür süre 5 yılı geçemez

2. İSTİMVAL

Devlete olağanüstü hallerde bazı menkullerin mülkiyetini veya kullanma yahut yararlanma hakkını, gayrimenkullerin de kullanma ve yararlanma hakkını, haklı bir tazminat karşılığında kazandıran bir işlemi ifade eder. El konulan mal, olağanüstü hal sona erince sahibine geri verilir .örneğin bir doğa afeti durumunda devlet birçok iş makinesine ihtiyaç duyabilir ve bunları çabuk bir şekilde elde etmesi normal şartlarda kolay değildir.. bu gibi durumlarda başvurulan sınırlı bir yöntemdir

3. GEÇİCİ İŞGAL
bir bayındırlık hizmetinin yürütülmesi sırasında, bunun için gerekli olan taş, kum, kireç vb. iptidai maddeleri çıkarmak veya hazırlamak için özel mülkiyette bulunan bir taşınmaza idarece geçici olarak el atılmasıdır.
geçici işgalin konusu olan taşınmaz boş bir arsa ya da arazi olup, konutlar ve bunların eklentileri olan avlu veya bahçeler geçici işgale konu olamazlar.

bu işleme ilişkin uyuşmazlıkların çözüm yeri genel görevli idari yargı yerleridir.ancak geçici işgalin sonucu olarak ödenmesi gereken bedele ilişkin uyuşmazlıkların çözüm yeri ise adli yargıdır.

4.DEVLETLEŞTİRME
Kamulaştırma ile karıştırılan anayasal kavram. anayasanın 47. maddesine göre, "kamu hizmeti niteliği taşıyan özel teşebbüsler, kamu yararının zorunlu kıldığı hallerde devletleştirilebilir." devletleştirme  ya da millileştirme, özel bir işletmenin "kanun" ile bütünüyle idareye geçmesidir. yani yasama organı yani meclis yetkilidir. kamulaştırma ile arasındaki fark ise, kamulaştırmada özel mülkiyetteki bir taşınmaz idari bir işlemle, kamu mülkiyetine geçmektedir. devletleştirmede özel işletme, idareye geçmektedir.
Soru : Aşağıdakilerden hangisi idarenin sadece olağan üstü dönemde kullanabileceği yetkilerden biridir
a) Düzenleme yetkisi
b) Kamulaştırma yetkisi
c) Yaptırım Uygulama yetkisi
d) Kamu Alacaklarının Tahsili yetkisi
e) İstimval yetkisi

Soru: Aşağıdakilerden hangisi kamulaştırılan taşınmaz malın mülkiyeti idareye geçer

a) Kamulaştırma kararının alınmasıyla
b) Kamulaştırma kararının malike tebliğiyle
c) Kamulaştırma kararının idari yargı yönünden kesinleşmesiyle
d) Kamulaştırma işlemine karşı dava açılması ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin istemin reddiyle
e) Kamulaştırılan taşınmazın mahkeme kararıyla idare adına tescil edilmesi

Soru: Bir belediye idaresi imar planında yeşil alan olarak gösterilen bir taşınmaz malı kamulaştırmak istediğinde ilk önce ne yapması gerekir

* Kamulaştırma için yeterli ödeneği temin etmesi gerekir


 Soru : İdarenin bir yasal dayanak olmaksızın, usulüne uygun bir kamulaştırma kararı almadan özel mülkiyette bulunan bir taşınmazın tamamına veya bir kısmına el atması aşağıdakilerden hangisiyle ifade edilir?


A)

Hukuka uygun kamulaştırmasız el atma
B)
Kamulaştırma
C)
Hukuka aykırı kamulaştırmasız el atma
D)
İstimval
E)
Geçici işgal

KOLLUK

Bozulduğunda kamu düzeni düzeltmek ve bozulmasını engellemektir
Kolluk kuruluşu, ülkelerdeki rejime göre değişmekle birlikte; genel anlamda, bir devlette emniyet ve asayiş ile ilgili yasaları uygulamaktan sorumlu genellikle silahlı devlet kuruluşlarıdır.
Bu kurum ve kuruluşların yaptığı hizmetlerin tümüne polislik hizmetleri denilmektedir. Kolluk kuruluşları ister adli kolluk olsun, isterse önleyici kolluk ya da askeri kolluk hizmetlerinde, ülkelerde yasama organlarının verdiği kararları kamuda uygular ve türlerine göre denetlerler. Bir kolluk kuruluşu bazen hem önleyici, hem adli, hem de askeri kolluk görevlerini yapmakla görevli olabilir. Ya da iç mekanizmasında çeşitli branşlar için oluşturduğu özel birimler vasıtasıyla yalnızca belirli bir suça veya suçu önlemeye yönelik işlemler yapabilir.
GENEL KOLLUK  Polis şehir ve kasabaların kolluk personelidir. Jandarma ise, kırsal yörelerde görev yapan kolluk personelidir.
ÖZEL KOLLUK Zabıta –orman- gümrük –sahil güvenlik kollukları gerek 1580 sayılı Belediye Kanunu ve gerek 442 sayılı Köy Kanunu, belediye ve köy idarelerine dirlik ve esenlik ile genel sağlığın korunması görevlerini vermişlerdir. İlk bakışta, güvenlik konusunun Devlet tarafından yürütülen genel idari kolluğun tekeli altına alınmış olduğu, dirlik ve esenlik ile sağlığın ise Devlet ile belediye ve köy idarelerinin ortak görevleri olduğu söylenebilir. Köy Kanunu’nda da köy sınırları içinde herkesin ırzını, canını ve malını korumak için köy korucuları tutulması (md. 68) öngörülmüştür.
Soru : İdarenin, toplumun gündelik düzenini koruyarak, bireylerin ve toplulukların toplum içinde güvenli ve huzurlu bir biçimde yaşamalarını sağlamak için giriştiği faaliyetlere ne ad verilir?

A)
İç düzen faaliyetleri
B)
Kolluk faaliyetleri
C)
Kamu hizmetleri
D)
Milli güvenliğin korunması
E)
Planlama faaliyetleri

Soru: Aşağıdakilerden hangisi idarenin kolluk faaliyetlerindenbiri değildir?
A) Umuma açık yerlerin temizlik ve intizamının sağlanması
B) Yıkılmaya yüz tutmuş binaların yıktırılması
C) Sinema filmlerinin denetlenmesi
D) Bir taşınmazın kamulaştırılması
E) Salgın ve bulaşıcı hastalıkları önlemek için gerekli tedbirlerin alınması

KAMU HİZMETLERİNİN GÖRÜLME USULLERİ

Emanet Usulü: Kamu hizmetlerinin kamu kesiminde yer alan tüzelkişilere gördürülme usulü

Ruhsat Usulü: Kamu hizmeti olarak kabul edilen bir faaliyet, eğer idare lehine tekel konusu yapılmamış ise, bu faaliyet idarenin vereceği bir izin ile özel kişilere de gördürülebilir. Örneğin, belediyelerin toplu taşımacılık hizmetleri, eğitim ve sağlık hizmetleri gibi.

Müşterek Emanet Usulü: Bu usul, bir kamu hizmetinin masrafları, hasar ve zararı idareye ait olmak üzere, gelir üzerinden belli bir pay veya görürü bir ücret karşılığı özel bir kişiye gördürülme usulüdür. Müşterek emanet usulü bugün için terk edilmiştir.

İltizam Usulü: Müşterek emanet usulünün mali konularda uygulanma biçimi olan iltizam usulü, mültezim adı verilen bir özel kişiye götürü veya orantılı bir kazanç ya da ücret karşılığında bir kamu hizmetinin gördürülmesidir. İltizam usulü, bugün terk edilmiştir.

İmtiyaz Usulü: İmtiyaz idarenin bir özel kişi ile yaptığı sözleşme uyarınca belli bir kamu hizmetinin masrafları, kar ve zararı özel kişiye ait olmak üzere, özel bir kişice kurulması ve/veya işletilmesi usulüdür. Bu usulde idareye imtiyaz veren, hizmeti gören özel kişi ise imtiyaz sahibi veya imtiyazcı denilmektedir.
Görüldüğü üzere imtiyaz, kamu hizmeti imtiyaz sözleşmesi olarak adlandırılan idari bir sözleşme ile verilmekte ve bu sözleşme ya belli bir kamu hizmetinin kurularak belli bir süre işletilmesi ya da kurulmuş bulunan bir kamu hizmetinin sadece işletilmesi için yapılmaktadır.
Devlet adına imtiyaz verme yetkisi Bakanlar Kurulu'na aittir. Belediye idareleri adına imtiyaz verme yetkisi belediye meclisine ait olup (Belediye Kanunu md.70/14), belediye meclisinin bu yöndeki kararı İçişleri Bakanlığı'na onamasına tabi tutulmuştur.Danıştay'ın imtiyaz şartlaşma ve sözleşmeleri üzerindeki yetki ve görevi görüş bildirmeye dönüştürülmüştür

Yap- İşlet- Devret Usulü: Son dönemlerde ve özellikle 1980′li yıllarda adından sıkça söz ettiren Yap- İşlet- Devret usulü, bir kamu hizmetine ilişkin tesisin; özel teşebbüs tarafından masrafları karşılanmak suretiyle kurulmasını, yatırılan sermayenin amortismanı ve belli bir kâr sağlanması amacıyla belli bir süre işletmesini ve daha sonra bedelsiz olarak ilgili idareye devir ve teslimi sağlayan bir usuldür.

Soru : Bir kamu hizmetinin, o hizmeti üstlenen kamu tüzel kişisi tarafından bizzat yürütülmesi usulüne ne ad verilir?
A) İltizam usulü
B) Müşterek emanet usulü
C) İmtiyaz usulü
D) Ruhsat usulü
E) Emanet usulü



A. Merkezi İdarenin Başkent Teşkilatı

1. CUMHURBAŞKANI
Cumhurbaşkanı seçimi, tarafsızlığı, yetkileri ve görevleri Anayasa Hukukunda işlendi.
Cumhurbaşkanının İdari Nitelikteki Görev veYetkileri :
- Genelkurmay Başkanını atamak
- MGK'yı toplantıya çağırmak, başkanlık etmek
- Başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu kararıyla sıkıyönetim ve olağan üstü hal ilan etmek ve KHK çıkarmak
- Kararnameleri imzalamak
- Sürekli hastalık, sakatlık ve kocama sebebiyle belirli kişilerin cezalarını hafifletmek veya kaldırmak
- DDK üyelerini ve başkanını atamak ; bu kurula incele, araştırma yaptırmak
- YÖK üyelerini ve rektörlerini seçmek



2. BAŞBAKAN VE BAKANLAR KURULU
Anayasa hukukunda gördüğümüz yetkilerinin dışında Bakanlar Kurulu, idare alanında genel (ve en yüksek) karar organıdır.
Devlet adına kamu hizmeti imtiyazı verme yetkisi        BAKANLAR KURULUNA  aittir
Başbakan, Bakanlar Kurulunun başkanı, bakanlıkların ve başbakanlık teşkilatının en üst amiridir. İdarenin başıdır.
a) Başbakanın idari nitelikteki görev ve yetkileri
- Bakanlar Kuruluna başkanlık etmek
- Bakanlıklar arasında işbirliğini sağlamak
- Bakanların görevlerinin yerine getirilmesini gözetmek
- Milli Güvenlik Kuruluna katılmak
- Karşı-imza yetkisi
- Düzenleme (yönetmelik çıkarma) yetkisi
- Hiyerarşi yetkisi
- Devlet tüzel kişiliğini temsil yetkisi
- İdari vesayet yetkisi
- Atama yetkisi
- Harcama yetkisi

BAŞBAKANLIĞA BAĞLI KURUMLAR :
  • Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği (MGK)           Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığı (MİT)
  • Terörle Mücadele Yüksek Kurulu Başkanlığı                Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı
  • Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ)                       Vakıflar Genel Müdürlüğü
  • Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu                Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü
  • Türkiye Radyo-TelevizyonU(TRT)                               Anadolu Ajansı T.A.Ş. Genel Müdürlüğü (AA)
  • Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK)                      Hazine Müsteşarlığı
  • T.C. Merkez Bankası (MB)                                           T.C. Ziraat Bankası Genel Müdürlüğü
  • Türkiye Halk Bankası (HalkBank)                                Türkiye Kalkınma Bankası
  • Türkiye İhracat Kredi Bank (EximBank)                      Türkiye Vakıflar Bankası (VakıfBank)
  • Sermaye Piyasası Kurulu (SPK)                                                Bankacılık Düzenleme (BDDK)
  • Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF)                   Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım
  • Tanıtma Fonu Kurulu Sekreterliği                               Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı
  • Diyanet İşleri Başkanlığı (DİB)                                   Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi(TİKA)
  • Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığ





3. BAKANLAR VE BAKANLIKLAR
Bakanlıklar, devletin üstlendiği milli kamu hizmetlerinin konularına göre uzmanlaşmış ve örgütlenmiş bölümleridir.
Bakanların idari görev ve yetkileri
- Devlet tüzel kişiliğini temsil yetkisi                   - Düzenleme (yönetmelik çıkarma) yetkisi
- Hiyerarşi yetkisi                                                   - İdari vesayet yetkisi
- Atama yetkisi                                                       - Harcama yetkisi

Bakanlar, gerektiğinde sınırlarını yazılı olarak açıkça belirlemek şartıyla yetkilerinden bir kısmını astlarına devredebilir ;  ancak yetki devri, yetkiyi devreden amirin sorumluluğunu kaldırmaz. Bununla birlikte şu yetkiler devredilemez : Bakanlar Kuruluna katılmak, Bakanlar Kurulu kararnamelerini veya müşterek kararnameleri imzalamak, yönetmelik çıkarmak, idari vesayet yetkisini kullanmak, vb.

4. BAŞKENTTEKİ YARDIMCI KURULUŞLAR 
Danışma işlevini yerine getiren bu kuruluşlar müstakil kamu tüzel kişiliğine sahip olmamakla birlikte belli ölçüde özerk konumdadır.
DANIŞTAY
Burada Danıştay'ın idari görevlerine dikkatinizi çekmek istiyoruz :
- Başbakanlık ve Bakanlar Kurulunca gönderilen kanun tasarı ve teklifleri hakkında görüş bildirmek
- Tüzük tasarılarını incelemek
- Kamu hizmetleriyle ilgili imtiyaz şartlaşma ve sözleşmeleri hakkında düşüncesini bildirmek
- Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık tarafından gönderilen işler hakkında görüş bildirmek
- Kanunlarla verilen diğer işleri yapmak (Örneğin, İçişleri Bakanının bildirisi üzerine Belediye Meclisini feshetmek, İçişleri Bakanının bildirisi üzerine belediye başkanının başkanlık sıfatını sona erdirmek.
SAYIŞTAY
Merkezi yönetim bütçesi kapsamındaki kamu idareleri ile sosyal güvenlik kuruluşlarının gelir ve giderleri ile mallarını TBMM adına denetlemek ve kanunlarla verilen inceleme, denetleme ve hükme bağlama işlerini yapmakla görevli bir kuruluştur. Mahalli idarelerin hesap ve işlemlerinin denetimi ve kesin hükme bağlanması da Sayıştay tarafından yapılır.
Ayrıca MGK, DPT, Yüksek Planlama Kurulu, Yüksek Askeri Şura vb. başkentteki yardımcı kuruluşlar arasında sayılabilir.


B. Merkezi İdarenin Taşra Teşkilatı

1. İL İDARESİ
İllerin kurulması, kaldırılması, isimlerinin değiştirilmesi kanunla olur. Bir ilçenin bir ilden alınıp bir başka ile bağlanması da kanunla olur.
A) VALİ

İl idaresinin başı olan vali, illerin yetki genişliğe dayanmasından dolayı devlet tüzel kişiliğinin, hükümetin ve ayrı ayrı her bakanlığın temsilcisidir. Vali İç İşleri Bakanı’nın önerisi Bakanlar Kurulu Kararı ve Cumhurbaşkanı’nın onaması ile atanır. Valilik kanunlarda istisnai memurluklar arasında sayılmıştır. Bir başka anlatımla vali olmak için kanunlarda özel şartlar ön görülmemiştir. Dolayısıyla Hükümetler şartları taşıyan güvendikleri herhangi birisini vali olarak atayabilirler. Hükümet aynı zamanda vali olarak atadığı kişiyi istediği zaman ve istediği sebebe dayanarak görevden alabilir. Bu durum güvenceli memur olmamanın doğal bir sonucudur.Buna karşılık valinin yardımcılığını yapan ve vali görevi başında bulunmadığı zamanlarda onun vekilliğini yapan vali muavini ise güvenceli bir memurdur. Çok ilginçtir ki vali için aranmayan şartlar vali muavini için aranmakta ve en az on yıl kaymakamlık yapma şartının yanında üniversitenin belli sosyal bilimlerine ilişkin bölümlerinden mezun olmak şartı aranmaktadır.
Valinin ildeki tüm merkezi idare örgütlerinin ve personelinin başı olması nedeniyle oldukça geniş bir alana nüfuzu vardır. Bununla beraber adli ve askeri örgütler valinin yönetim ve denetimi altında değildir.
Vali adli örgütlerle sınırlı bir ilişki içerisindedir. Bu belirlemeyi il idaresi kanunu ve ceza muhakemesi kanunu birlikte yapmaktadır. Buna göre; vali savcıdan adalet işlerinin gecikme nedenlerini sormak, savcıdan kamu davası açmasını istemek, cezaevlerini gözetmek ve denetlemek ve savcı ile birlikte hükümlü ve tutukluların sağlık durumlarını gözetmek ve denetlemek yetkilerine sahiptir
Valinin askeri örgütlerle ilişkisi de gayet sınırlıdır. Vali sadece askerlik işleri ile ilgili şikayetleri dinlemek için ve bu şikayetleri ilgili askeri makamlara ve gerektiğinde bakanlığa bildirmek ve il içindeki kolluk kuvvetleri ile bastırılamayacak olağanüstü ve ani olayların ortaya çıkması halinde en yakın askeri birlik komutanından yardım istemek yetkisine sahiptir. Valinin bu istemi derhal yerine getirilir
Valinin başlıca görevleri olarak şunları sayabiliriz
-Vali, kanun, tüzük, yönetmelik ve Hükümet kararlarının neşir ve ilanını ve uygulanmasını sağlamak ve Bakanlıkların talimat ve emirlerini yürütmekle ödevlidir. Bu işlerin gerçekleştirilmesi için gereken bütün tedbirleri almaya yetkilidir.
-Kanun, tüzük, yönetmelik ve Hükümet kararlarının verdiği yetkiyi kullanmak ve bunların yüklediği ödevleri yerine getirmek için valiler genel emirler çıkarabilir ve bunları ilan ederler.
-İlin her yönden genel idare ve genel gidişini düzenlemek ve denetlemekten sorumludur
-Vali, ilde teşkilatı veya görevli memuru bulunmayan işlerin yürütülmesini, bu işlerin görülmesiyle yakın ilgisi bulunan her hangi bir idare şube veya daire başkanından isteyebilir. Bu suretle verilen işlerin yapılması mecburidir.
-Vali, Cumhuriyet Bayramında ilde yapılacak resmi törenlere başkanlık yapar ve tebrikleri kabul eder
-Vali, il sınırları içinde bulunan genel ve özel bütün kolluk kuvvet ve teşkilatının amiridir. Suç işlenmesini önlemek, kamu düzen ve güvenini korumak için gereken tedbirleri alır. Bu maksatla Devletin genel ve özel kolluk kuvvetlerini istihdam eder, bu teşkilat amir ve memurları vali tarafından verilen emirleri derhal yerine getirmekle yükümlüdür.
-İldeki  devlet memurlarının bir kısmını doğrudan atamak, bir kısmının atanması konusunda görüşünü bildirmek, bir kısmının da görev yerlerini belirlemek ve değiştirmek.
-İldeki  yerinden yönetim kuruluşları üzerinde vesayet yetkilerini kullanmak.

SORU: Bir ilçede iki büyük aile arazi anlaşmazlığından dolayı silahlı çatışmaya girişmeleriyle ortaya çıkan olayların olağan kolluk makamlarıyla bastırılmayacağı anlaşılmıştır Kamu düzenini sağlamak amacıyla derhal harekete geçilmiştir olaya göre idarenin kolluk yetkileri göz önüne alındığında aşağıdakilerden hangisi doğrudur
a) İlçede kamu düzenini sağlamak kaymakamın görevi olduğu için askeri birliklerden yardım ister
b) Emniyet kuvvetleri valinin emri altına girer ve olaylar valinin emri altında bastırılır
c) Vali askeri birliklerden yardım ister Askeri makamlar valinin emri altına girerek kamu düzeni sağlanana kadar valinin emri altında bulunurlar
d) Kolluk yetkileri sıkı yönetim komutanına geçer ve olaylar bastırılır
e) Olağan kolluk makamlarıyla bastırılamayacağı anlaşıldığından TSK kolluk yetkilerini devralır olayı bastırır

Soru : Vali hakkında verilen soruşturma iznine karşı hangi sürede nereye başvurulur

* 10 Gün içinde danıştaya

Soru : Yetki genişliği ilkesi aşağıdakilerden hangisinin yetkisini genişletir?

A) Büyükşehir belediye başkanı                B) İlk kademe belediye başkanı
C) Bucak müdürü                                         D) Kaymakam
E) Vali

Soru : Valiyle ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur?

A) İlde, devletin ve hükümetin temsilcisidir.
B) Olağanüstü durumlarda askeri kuruluşlardan yardım isteme yetkisi yoktur.
C) Genel emir biçiminde düzenleyici işlem yapma yetkisi yoktur.
D) Yerel yönetim kuruluşları üzerinde herhangi bir yetkisi bulunmamaktadır.
E) İldeki belediye başkanlarının hiyerarşik üstü konumundadır.

Soru : Vali aşağıdaki usullerden hangisiyle atanır?

A) Başbakanın önerisi üzerine Cumhurbaşkanı tarafından
B) İçişleri Bakanının önerisi, Başbakanın kabulü ve Cumhurbaşkanının onayıyla
C) Bakanlar Kurulunun kararı ve önerisiyle Cumhurbaşkanı tarafından
D) İçişleri Bakanlığının önerisiyle Bakanlar Kurulu tarafından
E) İçişleri Bakanlığının önerisi üzerine Bakanlar Kurulunun kararı ve Cumhurbaşkanının onayıyla

Soru : Aşağıdakilerden hangisi istisnai memurluklardan biri değildir?

A) Valilik
B) Bakanlık müşavirliği
C) Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği
D) Kaymakamlık
E) Büyükelçilik

Soru : İl Daimi Encümeni’ne aşağıdakilerden hangisi başkanlık eder?

A) Belediye Başkanı
B) Vali veya görevlendirdiği kişi
C) Kaymakam
D) Defterdar
E) Cumhurbaşkanı

Soru : Yetki genişliği ilkesiyle ilgili hangisi yanlıştır?

A) Yetki, vali veya kaymakam tarafından kullanılır
B) Yetkinin kullanılmasıyla ilgili giderler merkezi idarenin bütçesinden kaynaklanır.
C) Yetki, idarenin taşra örgütünde görevli amir tarafından kullanılır
D) Yetki, merkezi idarenin yürütmekle görevli olduğu bir hizmetin yürütülmesi için kullanılır
E) Kullanılan yetki “aslen” merkeze aittir.


b)İl İdare Şube Başkanları
İldeki merkezi yönetim kuruluşlarının başında bulunan yüksek memurlara idare şube başkanları denilmektedir. Bu başkanlar başkentteki başlıca bakanlıkların ya da bazı bakanlıkların bağlı kuruluşları ile ana hizmet birimlerinin ildeki servisleri niteliğindedir.
İl idare şube başkanları valinin görüşü alındıktan sonra ilgili bakanlıkça atanır.
ildeki belli başlı il idare şube başkanları: Hukuk İşleri Müdürü, İl Milli Eğitim Müdürü, İl Sağlık Müdürü, İl Tarım Müdürü, İl Veteriner Müdürü, İl Bayındırlık Müdürü ve Defterdardır
                             
İl idare şube başkanları kendi görev alanlarına giren işlerin yürütülmesinden valiye karşı sorumludurlar. Vali bu müdürler arasında işbirliği sağlar. İl idare şube başkanlarının doğrudan işlem yapma yetkileri yoktur. Bunlar gerekli kararları hazırlar ve valiye sunarlar. Valinin onayıyla hazırladıkları kararlar uygulanır. İl idare şube başkanlarının tek başına yazışma yapma yetkileride yoktur. Yazışmalarını valilik aracılığıyla yaparlar .


c)İl İdare Kurulu
İlde valinin başkanlığını yaptığı ve hukuk işleri müdürü, defterdar, milli eğitim müdürü, bayındırlık ve iskan müdürü, sağlık müdürü, tarım ve köyişleri müdüründen oluşan il idare kurulu vardır. Bu kurula valinin yokluğunda vali yardımcısı da başkanlık edebilir.
İl idare kurulunun istişari ve idari olmak üzere iki türlü görevi vardır.Bu kurulların 1982 yılına kadar yargısal yetkileride vardı. Bunlar bazı işlemlere karşı açılacak iptal davalarını görme ve karara bağlama konusunda yetkilidiydiler.1982 yılında 2576 sayılı kanunla idare ve vergi mahkemelerinin kurulmasıyla il idare kurullarının yargısal yetkileri sona ermiştir .
İl idare kurulu esas itibariyle valiye danışmanlık yapan bir kuruluştur. Ancak bazı görevleri de vardır ki bunlar da idari nitelik taşımaktadır. Bu görevleri şunlardır:
-Son yoklama zamanı dışında olmak koşuluyla, askere alma işleminin sağlık nedeni ile ertesi yıla ertelenmesine karar vermek(Askerlik Kanunu md.40)
-İlçe kurulması ve kaldırılması için görüş bildirmek(5442 s.K md 2)
-İl merkezindeki belediye sınırları içinde mahallelerin kurulması, kaldırılması veya birleştirilmesine karar vermek. İl idare kurulu bu konudaki kararını belediye meclisi ile birlikte verir ve bu karar valinin onayı ile kesinleşir
  

Soru : Aşağıdakilerden hangisi il idare kurulunun sürekli üyelerinden biri değildir?

A) Hukuk işleri müdürü                  B) Defterdar
C) Emniyet müdürü                         D) İl millî eğitim müdürü
E) İl tarım müdürü

B) İLÇE İDARESİ
Merkezi idarenin taşra teşkilatındaki ikinci bölüm ilçe idaresidir. İller birden fazla ilçeden oluşur. İlçelerin kurulup kaldırılması ve değiştirilmesi de tıpkı illerde olduğu gibi kanunla olmaktadır. Buna karşılık ilçenin komşu il olan sınırlarının yeniden düzenlenmesi, İçişleri Bakanlığının hazırlayacağı müşterek kararname ile olur. Bugün ülkemizde 850 adet ilçe idaresi vardır.

a)Kaymakam
Kaymakam ilçe idaresinin başıdır. Kaymakam ilçede hükümetin temsilcisi olup, ilçenin genel olarak idaresinden sorumludur. Kaymakamlar müşterek kararname ile yani İçişleri Bakanının, Başbakanın ve Cumhurbaşkanının imzasını taşıyan bir kararname ile atanırlar. Kaymakam olmak için vali olma şartlarının aksine çok özel şartlar öngörülmüştür. Buna göre kaymakam olarak tayin olunmak için Üniversitelerin Siyasal Bilgiler, Hukuk, İktisat, İşletme, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi ile bunlara denkliği YÖK tarafından kabul edilmiş yurt dışındaki en az 4 yıllık fakültelerden mezun olma şartı aranmaktadır. Kaymakam bir istisnai memur değil aksine güvenceli bir memurdur .
Kaymakam ilçenin genel olarak idaresinden sorumlu olduğu için ilçedeki adli ve askeri örgütlerin dışındaki diğer tüm idari örgüt ve personelinden sorumludur. Bu nedenle de tüm bu idareleri ve personelini denetleme yetkisine sahiptir .Ayrıca kaymakamın halkın askerlik işleri hakkındaki talep ve şikayetlerini kabul etme ve bunları karşılamak üzere askerlik şubelerine ve dairelerine müracaat etme yetkisi vardır.
Kaymakam bu durum karşısında verilen cevabı yeterli bulmazsa durumu valiye bildirir. Buna karşılık, ani olaylar ve olağanüstü hallerde askeri birliklerden yardım isteme yetkisi yoktur. Bu durumu ancak valiye bildirmekle yetinir .






Kaymakamın en önemli sayılabilecek görevleri şunlardır:
-Kaymakam, ilçenin her yönden genel idare ve genel gidişini düzenlemek ve denetlemekten sorumludur
-Kaymakam, kanun, tüzük yönetmelik ve Hükümet kararlarının neşir ve ilanını, uygulanmasını sağlar ve bunların verdiği yetkileri kullanır ve ödevleri yerine getirir. Kaymakam, valinin talimat ve emirlerini yürütmekle ödevlidir;
-Kaymakamlar, dördüncü maddenin son fıkrasında belirtilen daire ve müesseseler dışında kalan bütün Devlet daire ve müessese ve işletmelerini ve özel işyerlerini, özel idare, belediye ve köy idareleriyle bunlara bağlı tekmil müesseseleri denetler ve teftiş ederler.

-Kaymakam, denetlemesi sırasında iş başında kalmalarında mahzur gördüğü ilçe idare şube başkanlarını valinin muvafakatiyle, diğer memur ve müstahdemleri re'sen sorumluluğu altında işten el çektirebilir.
-Kaymakam, valinin tasvibiyle ilçe genel ve özel kolluk kuvvetleri mensuplarının geçici veya sürekli olarak yerlerini değiştirebilir
-Kanun, tüzük, yönetmelik ve Hükümet kararları ve bunlara dayanılarak valiler tarafından verilecek talimat ve emirler ilçe idare, şube başkanlarına kaymakamlar yolu ile tebliğ olunur.
Anayasamıza göre sadece illerin yönetimi yetki genişliği ilkesine dayanması söz konusu olduğundan, vali ve kaymakam arasında önemli yetki farklılıkları ortaya çıkmaktadır.
-Valiler yetki genişliğinden yararlanırlar. Kaymakamlar ise bundan yararlanamazlar . bu bakımdan valiler merkeze sormadan karar alabilirler kaymakamlar ise bunu yapamazlar.
-Valinin genel emir çıkarma yetkisi vardır; kaymakamın ise böyle bir yetkisi yoktur.
-Valinin il içerisindeki memurları atama yetkisi kaymakam için son derece sınırlıdır.
-Kaymakama valinin aksine yabancı ülke konsolosları ve komşu devletlerin sınır makamları ile ilişki kurma yetkisi verilmemiştir.
Soru :  Aşağıdakilerden hangisi kaymakama ait yetkilerden biri değildir?
A) İlçedeki yerinden yönetim kuruluşları üzerinde kanunlarda öngörülen  vesayet yetkisini kullanmak
B) İlçede kanun, tüzük, yönetmelik ve hükümet kararlarının yayınlanmasını, ilanını ve uygulanmasını
sağlamak
C) İlçedeki kolluk kuvvetleriyle bastırılamayacak olağanüstü ve ani olayların meydana gelmesi
halinde en yakın askeri birlik komutanından yardım istemek

D) İlçede kamu düzenini korumak ve sağlamak için gereken tüm önlemleri almak
E) İlçedeki tüm merkezi idare kuruluşları ve bunların personeli üzerinde hiyerarşi yetkilerini kullanmak


Soru : Kaymakam ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur?
A) Müşterek kararnameyle atanır.
B) Hem devletin hem hükümetin ilçedeki temsilcisidir.
C) Yetki genişliğinden yararlanır.
D) Komşu devletlerin sınır makamlarıyla ilişki kurma yetkisine sahiptir.
E) Kaymakamlık bir meslek memurluğu değildir.
b)ilçe İdare Şube Başkanları
İlçe yönetimi içinde yer alan kuruluşların başında bulunan memurlara ilçe idare şube başkanları denir. Bunlar, yazı işleri müdürü, mal müdürü, milli eğitim müdürü, tarım ve köy işleri müdürü, emniyet amiri, jandarma komutanı gibi merkezin ilçede bulunan üst düzey yöneticileridir. İlçe müdürleri, kendi alanlarındaki işlerin yürütülmesinden kaymakam karşı sorumludurlar. İlçe idare şube başkanlarının emri altında çalışanlar ilçenin ikinci derecede memurlarıdır.

c)İlçe İdare Kurulu:
İlçe idare kurulu, kaymakamın başkanlığında yazı işleri müdürü, sağlık ocağı hekimi, İlçe Milli Eğitim Müdürü ve Tarım ve Köyişleri Müdüründen oluşmaktadır.İlçe idare kurulunun görevleri genellikle il idare kurulunun görevleriyle örtüşmektedir .

C)BUCAK İDARESİ

Mülki idare bölümlerinin üçüncüsü de bucaklardır Bucaklar il ve ilçelerde olduğu gibi kanunla değil bir idari işlemle kurulurlar. Bu idari işlem İç İşleri Bakanlığının kararı ve Cumhurbaşkanının onayıdır. Bucaklar yıllardan beri fiilen yok olmaya terk edilmişlerdir. Bugün 689 bucak olmasına rağmen bunların sadce 16 sında bucak müdürü vardır .

A)BUCAK MÜDÜRÜ:
Bucak müdürü, bucakta en büyük hükümet memuru ve temsilcisidir .Bucak müdürü bucaktaki işlerin yürütülmesinden sorumludur. Görev yetkileri esas itibariyle kaymakamın ilçe düzeyinde sahip olduğu görev ve yetkilere benzemektedir. Buna göre de örneğin bucak içerisinde işlenen suçları savcıya haber verir, güvenlik açısından olağanüstü bir durumla karşılaşırsa durumu bağlı olduğu kaymakam  valiye bildirir. Bucak müdürü İçişleri Bakanlığı tarafından valilik emrine atanır.Bucak müdürünün hangi bucakta görev yapacağını vali belirler. Bucak müdürü olmak için lise veya bu derece bir okuldan mezun olmak yeterlidir.
B)BUCAK MECLİSİ:
Bucak meclisi biri seçimlik diğeri doğal olmak üzere iki tür üyeden oluşur. Bucak meclisinin seçimlik üyeleri, bucak sınırları içinde bulunan belediye meclisi ve köy ihtiyar kurulları tarafından kendi üyeleri arasından, ya da kendi köy veya kasabaları halkından olmak üzere dışarıdan seçilen birer üyeden oluşur. Seçimlik üyelerin sayısı 12 den az olamaz.4 yıl için seçilirler. Doktor veya sağlık memuru, veteriner, tarım öğretmeni, başöğretmenler meclisin toplantılarına doğal üye olarak katılırlar .
C)BUCAK KOMİSYONU:
Bucak komisyonu dört üyeden oluşur.Bu kurula bucak müdürü başkanlık eder.Bucak komisyonu üyeleri bir yıl süre ile bucak meclisi tarafından kendi üyeleri arasından seçilir.

B. Yerinden Yönetim Teşkilatı

A. YER YÖNÜNDEN YERİNDEN YÖNETİM KURULUŞLARI

1. İl Özel İdaresi

İl özel idaresi, ilin kurulmasına dair kanunla kurulur ve ilin kaldırılmasıyla tüzel kişiliği sona erer.
Görev ve Yetkileri
''İl özel idaresi, mahalli müşterek nitelikte olmak şartıyla,
- gençlik ve spor, sağlık, tarım, sanayi ve ticaret ; ilin çevre düzeni planı, bayındırlık ve iskan, toprağın korunması, erozyonun önlenmesi, kültür, sanat, turizm, sosyal hizmet ve yardımlar, yoksullara mikro kredi verilmesi, çocuk yuvaları ve yetiştirme yurtları, ilk ve ortaöğretim kurumlarına arsa temini, binalarının yapımı, bakım ve onarımı ile diğer ihtiyaçlarının karşılanmasına ilişkin hizmetleri il sınırları içinde - imar, yol, su, kanalizasyon, katı atık, çevre, acil yardım ve kurtarma, orman köylerinin desteklenmesi, ağaçlandırma, park ve bahçe tesisine ilişkin hizmetleri belediye sınırları dışında, yapmaya yetkilidir.''
Organları

İL GENEL MECLİSİ :  En yüksek görüşme ve karar organıdır. Dikkat : Yeni kanuna göre, il genel meclisi üyeleri gizli oyla bir İl Genel Meclisi başkanı seçerler. (Eskiden, Meclis Başkanı yoktu, vali bu işi yürütürdü.) Dikkat : İl genel meclisi, bir aylık tatil hariç) her ayın ilk haftası toplanır. (Eskiden, sadece Mayıs ve Kasımda iki toplantı vardı.) Bütçe görüşmeleri en çok 20, diğer toplantılar en çok 5 gün sürer. Tamsayının salt çoğunluğuyla toplanır, katılanların salt çoğunluğuyla karar verir.
 İl genel meclis tarafından alınan kararların tam metni, en geç beş gün içinde valiye gönderilir. Vali, 7 gün içinde iade edebilir. Valiye gönderilmeyen kararlar yürürlüğe girmez. İl Genel Meclisi ısrar ederse, karar kesinleşir. Vali, bu karar aleyhine idari yargıya başvurabilir. Kesinleşen il genel meclisi kararlarının özetleri toplantıyı izleyen en geç 7 gün içinde halka duyurulur. (Dikkat : Eskiden, il genel meclisinin bütün kararları valinin onayıyla yürürlüğe girmekteydi ; vali onaylamak istemediği kararlara karşı 20 gün içinde Danıştayda itiraz etmek zorundaydı.)
İl Genel Meclisinin Görev ve Yetkileri (başlıcaları) :  Stratejik plan yapmak, bütçeyi ve kesin hesabı kabul etmek, il çevre düzeni planını karara bağlamak, borçlanmaya karar vermek,  işletme veya şirket kurmak, taşınmaz mal alımına ve satımına izin vermek; imtiyaz verilmesine, yap-işlet veya yap-işlet-devret modeli ile yatırım yapılmasına,  il özel idaresine ait şirket, işletme ve iştiraklerin özelleştirilmesine karar vermek, yönetmelik kabul etmek, ücret tarifelerini belirlemek, ...
İl genel meclisi, kendisine kanunla verilen görevleri süresi içinde yapmayı ihmal eder ve bu durum il özel idaresine ait işleri aksatırsa veya il özel idaresine verilen görevlerle ilgisi olmayan siyasi konularda karar alırsa, İçişleri Bakanlığının bildirisi üzerine Danıştay kararı ile feshedilebilir.

İL ENCÜMENİ : Müzakere, danışma ve karar organıdır. Vali başkanlığında 5 İl Genel Meclis üyesi ile 5 birim amirinden (biri mali hizmetler birim amiri) oluşur. Haftada en az bir kez toplanır. Görev ve yetkilerinden  başlıcaları :  Stratejik plan ve yıllık çalışma programı ile bütçe ve kesin hesabı inceleyip il genel meclisine görüş bildirmek, kamulaştırma kararı almak ve uygulamak, kanunlarda öngörülen cezaları vermek, süresi üç yılı geçmemek üzere malları kiraya vermek, ...
VALİ : İl özel idaresinin başı ve temsilcisidir. Görevlerinden başlıcaları : İl özel idaresi teşkilatını sevk ve idare etmek, yargı yerlerinde temsil etmek veya vekil tayin etmek, il encümenine başkanlık etmek, bütçeyi hazırlamak ve uygulamak, genel meclis ve encümen kararlarını uygulamak, personeli atamak, ...

Soru : İl genel meclisi çalışamaz duruma geldiğinde veya çalışma için yeterli çoğunluğu kaybettiğinde, çalışabilir duruma gelinceye veya yeni meclis seçimi yapılıncaya kadar il genel meclisi görevi aşağıdakilerden hangisi tarafından yürütülür?

A) İçişleri Bakanlığınca atanan 7 kişilik bir heyet
B) Bakanlar Kurulunca atanan geçici heyet
C) İl encümeninin memur üyeleri
D) İl idare heyeti
E) Vali

Soru : Aşağıdakilerden hangisi il özel idaresi bütçe tasarısını hazırlamakla görevlidir?
A) İl encümeni
B) Plan ve bütçe komisyonu
C) İl genel meclisi
D) İl idare kurulu
E) Vali

Soru : Belediye ve İl Genel Meclislerinin fesih yetkisi kime aittir?

A) Bakanlar Kurulu
B) İçişleri Bakanı
C) Danıştay
D) Vali
E) Belediye başkanı


2. BELEDİYE İDARESİ
Kuruluşu, Görev ve Yetkileri
Bir yerleşim biriminde belediye kurulabilmesi için o yer nüfusunun 5000'in üzerinde olması gerekir. (Eskiden 2000). İl ve ilçe merkezlerinde ise belediye kurulması zorunludur. Usulü şöyledir :  Köy ihtiyar heyeti veya seçmenlerin yarısından bir fazlası en büyük mülki amire başvurur; böyle bir başvuru olmaksızın vali de kendiliğinden buna gerek görebilir. Bu durumda, halkoylaması yapılır. Dosya, valinin görüşüyle birlikte İçişleri Bakanlığına gönderilir. Danıştayın görüşü alınarak müşterek kararname ile o yerde belediye kurulur.
Belediyeler, kendilerine ayrıca yasaklanmadıkça ve o faaliyet münhasıran bir başka kamu tüzel kişisine tekel olarak verilmiş olmadıkça belde halkının müşterek ihtiyaçlarını gidermek için her türlü faaliyette bulunabilirler.
Organları
- BELEDİYE BAŞKANI :
  
Belediye idaresinin başı ve temsilcisidir.
Görevlerinden başlıcaları :  Belediye teşkilatını sevk ve idare etmek, yargı yerlerinde temsil etmek veya vekil tayin etmek, il encümenine başkanlık etmek, bütçeyi hazırlamak ve uygulamak, meclis ve encümen kararlarını uygulamak, personeli atamak, ...
Başkanın, meclisin feshini gerektiren işlem veya eylemlere katılmış olması, Başkanın kesintisiz ve mazeretsiz 20 günden fazla görev yerini terk etmesi, seçilme yeterliliğini kaybetmesi, sağlık raporuyla belgelenmiş bir engelin ortaya çıkması sonucu İçişleri Bakanlığının başvurusu üzerine Danıştay kararıyla başkanlık sıfatı sona erer..
BELEDİYE MECLİSİ :  En yüksek görüşme ve karar organıdır. Belediye başkanı başkanlık eder. Belediye meclisi, (bir aylık tatil hariç) her ayın ilk haftası toplanır. (Eskiden, sadece Mayıs ve Kasımda iki toplantı vardı.) Bütçe görüşmeleri en çok 20, diğer toplantılar en çok 5 gün sürer. Tamsayının salt çoğunluğuyla toplanır, katılanların salt çoğunluğuyla karar verir.
*Belediye başkanı, belediye meclisi tarafından alınan kararları 5 gün içinde iade edebilir. Belediye Meclisi ısrar ederse, karar kesinleşir. Başkan, bu karar aleyhine 10 gün içinde idari yargıya başvurabilir. Kesinleşen kararlar en geç 7 gün içinde mahallin en büyük mülki idare amirine gönderilir. Mülki idare amirine gönderilmeyen kararlar yürürlüğe girmez. Kesinleşen belediye meclisi kararlarının özetleri 7 gün içinde halka duyurulur.
Belediye Meclisinin Görev ve Yetkileri (başlıcaları) : Stratejik plan yapmak, bütçeyi ve kesin hesabı kabul etmek, imar planını karara bağlamak, borçlanmaya karar vermek, ücret tarifelerini belirlemek, zabıta yönetmeliğini kabul etmek, kamu hizmeti imtiyazı vermek, ...
Belediye meclisi, kendisine kanunla verilen görevleri süresi içinde yapmayı ihmal eder ve bu durum belediye idaresine ait işleri aksatırsa veya belediyeyle ilgisi olmayan siyasi konuları müzakere eder ve siyasi temennilerde bulunursa, İçişleri Bakanlığının bildirisi üzerine Danıştay kararı ile feshedilebilir.
Belediye meclisi de ihtisas komisyonları kurulmasına karar verebilir.
BELEDİYE ENCÜMENİ : Belediyenin günlük işlerini ve beldiye meclisince alınan kararları yürütmekle görevlidir. Nüfusu 100.000'in üzerindeki belediyelerde, belediye başkanının başkanlığında 4 Belediye Meclis üyesi ile 4 birim amirinden (biri mali hizmetler birim amiri), diğer belediyelerde 3+3 üyeden oluşur. Haftada en az bir kez toplanır. Görev ve yetkileri
a) Stratejik plân ve yıllık çalışma programı ile bütçe ve kesin hesabı inceleyip Belediye meclisine görüş bildirmek.
b) Yıllık çalışma programına alınan islerle ilgili kamulaştırma kararlarını almak ve uygulamak.
c) Öngörülmeyen giderler ödeneğinin harcama yerlerini belirlemek.
d) Bütçede fonksiyonel sınıflandırmanın ikinci düzeyleri arasında aktarma yapmak.
e) Kanunlarda öngörülen cezaları vermek.
f) Vergi, resim ve harçlar dışında kalan dava konusu olan Belediye uyuşmazlıklarının anlaşma ile tasfiyesine karar vermek.
g) Taşınmaz mal satımına, trampasına ve tahsisine ilişkin meclis kararlarını uygulamak; süresi üç yılı geçmemek üzere kiralanmasına karar vermek.
h) Umuma açık yerlerin açılış ve kapanış saatlerini belirlemek.
i) Diğer kanunlarda Belediye encümenine verilen görevleri yerine getirmek.

Soru : Mülki idare amiri hukuka aykırı gördüğü büyükşehir belediye meclisi kararları aleyhine en geç kaç gün içinde idari yargı merciine başvurabilir?

A) 7                B) 10              C) 15              D) 30             E) 60

Soru: Aşağıdakilerden hangisi belediye encümeninin görevlerinden biri değildir?
A) Kanunlarla öngörülen cezaları vermek
B) Taşınmaz mal satımına karar vermek
C) Umuma açık yerlerin açılış ve kapanış saatlerini belirlemek
D) Vergi, resim ve harçlar dışında kalan ve dava konusu olan belediye uyuşmazlıklarının anlaşmayla
tasfiyesine karar vermek
E) Öngörülmeyen giderler ödeneğinin harcama yerlerini belirlemek



Soru : Kesinleşen belediye meclisi kararlarının yürürlüğe girebilmesi için aşağıdakilerden hangisi gereklidir?

A) 10 gün geçmesi
B) 10 gün içinde mahallin en büyük mülki idare amiri tarafından onanması
C) 5 gün içinde büyükşehir belediye başkanına gön-derilmesi
D) 7 gün içinde uygun araçlarla halka duyurulması
E) 7 gün içinde mahallin en büyük mülki idare amirine gönderilmesi

Soru : Belediyelerle ilgili mevzuata göre, aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?

A) Belediye meclisine ve belediye encümenine belediye başkanı başkanlık eder.
B) Belediye meclisinin kararları, valinin onayıyla kesinleşir.
C) Belediye başkanı, belediye meclisinin kesinleşen kararları aleyhine idari yargıya başvurabilir.
D) Belediye başkanının başkanlıktan düşmesi konusunda nihai kararı Danıştay verir.
E) Belediye meclisi, belediye başkanı hakkında yetersizlik kararı verebilir.

Soru : 5393 Sayılı Belediye Kanunu’na göre belediye meclisi kararlarının kesinleşmesiyle ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?

A) Belediye başkanı hukuka aykırı gördüğü meclis kararlarını gerekçesini de belirterek yeniden
görüşülmek üzere 5 gün içinde meclise geri gönderebilir.
B) Yeniden görüşülmesi istenilmeyen kararlar kesinleşir.
C) Yeniden görüşülmesi istenen kararlar belediye meclisi üye tam sayısının üçte iki çoğunluğuyla
ısrar edilmesi halinde kesinleşir
.
D) Belediye başkanı ısrar üzerine kesinleşen kararlar aleyhine 10 gün içinde idari yargıya başvurabilir.
E) Kesinleşen meclis kararlarının özetleri 7 gün içinde uygun araçlarla halka duyurulur.

Soru : Aşağıdakilerden hangisi belediye encümeninin görevlerinden biri değildir?
A) İlgili kamulaştırma kararlarını almak ve uygulamak
B) Meydan, cadde, sokak, park, tesis ve benzerlerine ad vermek
C) Kanunlarda öngörülen cezaları vermek
D) Umuma açık yerlerin açılış ve kapanış saatlerini belirlemek
E) Bütçe ve kesin hesabı incelemek

Soru : Belediye idaresi aşağıdakilerden hangisi ile kurulur?
A) Kanunla
B) Kanunun açıkça verdiği yetkiye dayanılarak Bakanlar Kurulu kararı ile
C) Müşterek kararname ile
D) Danıştay idari dairesinin kararı ile
E) Doğrudan doğruya Bakanlar Kurulu kararı ile

Soru : Bir ilçe belediye meclisi, belediyeye verilen görevlerle ilgili olmayan siyasal konularda karar alır ise, aşağıdakilerden hangisinin başvurusu üzerine Danıştay kararı ile feshedilir?
A) Vali
B) İçişleri Bakanı
C) Belediye başkanı
D) Kaymakam
E) Belde sakinlerinden biri
3. BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ
Kuruluşu : Belediye sınırları içindeki ve bu sınırlara en fazla 10.000 metre uzaklıtaki yerleşim birimlerinin toplam nüfusu 750.000'den fazla olan il belediyeleri, kanunla büyükşehir belediyesine dönüştürülebilir.
Büyükşehir belediyesi bünyesinde en az üç ilçe veya ilk kademe belediyesi bulunmalıdır.
Büyükşehir belediyesi sınırları içinde kalan ilçeler, büyükşehir ilçe belediyeleri, beldeler ise büyükşehir ilk kademe belediyeleri olarak adlandırılır. Bu sınırlar içindeki köyler tüzel kişiliğini kabul ederek mahalleye dönüşür.
Görev ve Yetkileri : Büyükşehir belediyesine verilen görev ve yetkiler dışında kalan bütün yetkiler büyükşehir ilçe ve ilk kademe belediyelerine aittir. Büyükşehir belediyesine verilen görevlerden başlıcaları : toplu taşıma hizmetlerini yürütmek, su ve kanalizasyon hizmetlerini yürütmek, mezarlık alanlarını tespit etmek ve işletmek, ...

Soru : Belediye sınırları içindeki ve bu sınırlara en fazla 10 000 metre uzaklıktaki yerleşim birimlerinin son nüfus sayımına göre toplam nüfusu 750 000’den fazla olan il belediyeleri, aşağıdakilerden hangisi ile büyükşehir belediyesine dönüştürülebilir?
A) Bakanlar Kurulu kararıyla
B) Müşterek kararnameyle
C) Danıştay kararıyla
D) Kanunla          
E) Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle

4. KÖY İDARESİ
nüfusunun 150'den çok ve 2000'den az olması gerekir. Köyün bağlı bulunduğu ilçenin değiştirilmesi, köy adının değiştirilmesi, köylerin birleştirilmesi veya ayrılması, bir mahallenin bir köyden alınarak diğer bir köye bağlanması ise il idare kurulu ve il genel meclisinin görüşü alınmak suretiyle İçişleri Bakanlığının kararıyla olur.
Köyün Görevleri : Köyün mecburi işleri, köyün sağlık, temizlik, yol, su, okul gibi işleridir. Köyün isteğe bağlı işleri ise, hamam, çamaşırlık, Pazar yeri, çarşı yeri yapmak gibi daha az zorunlu olan işlerdir.
Köyün Organları
Köy Derneği : Köy derneği, köyde bulunan kadın erkek bütün seçmenlerden oluşan bir kuruldur.
Köy İhtiyar Meclisi : Köy ihtiyar meclisi veya ihtiyar heyeti, "seçimlik" ve "doğal üyeler" olmak üzere iki tür üyeden oluşur. Seçimlik üyeler, köy derneği tarafından tek dereceli ve çoğunluk usulüyle seçilir. Siyasi partiler aday gösteremez. Doğal üyeler ise köyün imamı ile muallimi veya başmuallimidir. İhtiyar meclisi, imece ve salmaya karar verir; muhtarın harcamalarını denetler; köy bütçesini kabul eder; imeceye katılmayanlara para cezası verir; kamulaştırmaya karar verir; köylüler arasındaki uyuşmazlıkları uzlaştırma yoluyla çözmeye çalışır. İhtiyar meclisinin kararları kural olarak vesayet denetimine tabi değildir. Ancak bazı kararlar (örneğin köy bütçesi) köyün bağlı bulunduğu kaymakam veya valinin onayıyla yürürlüğe girer.
Muhtar : Köy idaresinin başı muhtardır. Köy derneği tarafından seçilir. Siyasi partiler aday gösteremez. Muhtarın ikili sıfatı vardır: muhtar, hem köy idaresinin başı, hem de köyde devletin, yani merkezi idarenin bir görevlisidir. Muhtarların bütün işlemleri kaymakam veya valinin vesayet denetimine tabidir. Köy Kanununun 401ıncı maddesine göre, muhtarların köy faydasına olmayan kararlarını kaymakam bozabilir. Fakat, onun yerine kaymakam kendiliğinden karar veremez. Karar, gene köylü tarafından verilir. Görevini gereği gibi yapmayan muhtarlar, köyün bağlı olduğu idare kurulu kararı ile görevden alınabilirler. (Köy Kanunu, m.41).
Köy bütçesi, ihtiyar meclisi muhtar tarafından hazırlanır ve kaymakam veya vali tarafından onanır.
Geçici köy korucuları Valinin teklifi İçişleri bakanının onayıyla göreve başlarlar
Mahalle idaresi : Belediye sınırları içinde mahalle kurulması, kaldırılması, birleştirilmesi, bölünmesi,adlarıyla sınırlarının tespiti ve değiştirilmesi, belediye meclisinin kararı ve kaymakamın görüşü üzerine valinin onayı ile olur.Mahalle idaresinin organları, muhtar ve ihtiyar heyetidir. Mahalle idaresinin tüzelkişiliği yoktur.
Soru : Köy işlerini ve kanunla verilen diğer görevleri yerine getirmediği için mahalli en büyük mülki amir tarafından yazılı olarak ihtarda bulunulmasına rağmen iş görmeyen köy muhtarı aşağıdakilerden hangisinin kararı ile görevden uzaklaştırılır?
A) Yetkili il ya da ilçe idare kurulu                                              B) Vali
C) İdare mahkemesi                                                                       D) Danıştay
E) İçişleri Bakanı
Hizmet Yerinden Yönetim Kuruluşları
Demokrasi ile yönetilen bütün ülkelerde, merkezi yönetim ve yerel yönetimlerden başka, özerk nitelikte örgütlenmiş kamu kurumları da bulunmaktadır. Hizmet yerinden yönetim kuruluşları, kamu yönetiminin yapısında, merkezi yönetim ve yerel yönetim kuruluşlarından sonra üçüncü grup yönetim birimlerini meydana getirirler.

Hizmet yerinden yönetim kuruluşları, çeşitli alanlara yayılmıştır. Ticari ve sınaî alanda faaliyet gösteren hizmet yerinden yönetim kuruluşları olduğu gibi, eğitim, kültür, teknik, sosyal yardım ve yayın alanında hizmet yürüten kuruluşlar da bulunmaktadır. Bunlar, her biri ayrı bir kamu hizmetinde uzmanlaşmış kurumlardır. Söz konusu kurumlar, genel müdürlük, kurum, kurul, oda, ofis ve başkanlık gibi çeşitli isimler altında örgütlenmiştir.



    Üniversiteler
    TRT
    Sosyal Sigortalar Kurumu
    Kamu İktisadi Teşebbüsleri
    Ticaret ve Sanayi Odaları


Bunlardan bazılarıdır. Hizmet yerinden yönetim kuruluşlarının başlıca özellikleri şunlardır:

a.   Merkezi yönetimin hiyerarşik yapısı dışında örgütlenmişlerdir.
b.   Tüzel kişilikleri, kendilerine ait mal varlıkları, gelir kaynakları ve bütçeleri vardır.
c.   Belirli ölçüde özerkliğe sahiptirler. Kendi organlarınca yönetilirler.
d.   Kanunla ya da kanunun verdiği yetkiye dayanarak kurulurlar.
e.   Kamu yönetiminin bütünlüğü içinde faaliyet gösterirler. Bu bütünlüğü sağlamanın aracı olarak vesayet denetimine tâbidirler.
f.   Hizmet konuları, belirli işlevlerle sınırlıdır, genellikle tek amaçlı örgütlerdir.
g.   Kamu yararına yönelik olarak çalışırlar.

Soru : Aşağıdakilerden hangisi hizmet yerinden yönetim kuruluşlarının özelliklerinden biri değildir?

A) Kamu tüzel kişiliğine sahip olmaları
B) Üzerlerinde genel idarenin vesayet denetiminin bulunması
C) Yasal izin olmadan resen icra yetkisine sahip olmamaları
D) Kurulmalarının ancak kanunla mümkün olması
E) Kendi iradeleriyle icrai idari işlemler yapabilmeleri



Kamu Görevlileri
Devlet Memurları Kanununa Göre Kamu Görevlilerinin Türleri
Memurlar: Memurlar, Devlet ve diğer kamu tüzelkişilerince genel idare esaslarına göre yürütülen asli ve sürekli kamu hizmetlerini ifa ile görevlendirilen kişilerdir.
Sözleşmeli Personel: Sözleşmeli personel, kalkınma planı, yıllık program ve iş programlarında yer alan önemli projelerin hazırlanması, gerçekleştirilmesi, işletilmesi ve işbirliği için şart olan ve özel mesleki bilgi ve uzmanlığa gereksinim gösteren geçici işlerde sözleşme ile çalıştırılan geçici personeldir.
Geçici Personel: Geçici personel, bir yıldan az süreli veya mevsimlik hizmetlerde sözleşme ile çalıştırılan ve işçi sayılmayan görevlilerdir.
İşçiler: İşçiler, memurlar, sözleşmeli personel ve geçici personel dışında, bir iş akdi ile çalışanlardır.
Memurluğa girişte serbestlik ilkesi ve eşitlik ilkesinin geçerli olduğu söylenebilir. Serbestlik ilkesi uyarınca, hiç kimse isteği dışında memur olmaya zorlanamaz. Bir başka anlatımla, memur olma kişinin isteğine bağlıdır.
İSTİSNAİ MEMURLUK: haklarında 657 sayılı kanunun atanma, sınavlar, kademe ilerlemesi ve derece yükselmesi hükümleri uygulanmayan devlet memuriyetleridir. ülkemizde ilk kez 1929 yılında yapılan bir düzenleme ile uygulanmaya başlanmıştır.
istisnai memuriyetlere örnek olarak; valilikler -cumhurbaşkanlığı genel sekreterliği -tbmm memurlukları.MÜSTEŞARLIK VE KAYMAKAMLIK istisnai memurluk değildir
MEMUR OLMA KOŞULLARI
Memur olabilmek için, her şeyden önce Türk vatandaşı olmak gerekir. Türk vatandaşlığının kazanılma biçiminin önemi yoktur. Yabancılar memur olamazlar. Bununla beraber, yabancıların sözleşmeli olarak istihdamı mümkündür.
Memur olabilmek için, kural olarak 18 yaşını bitirmiş olmak gerekir. Ancak, istisnai olarak, örneğin, hemşire, ebe, ziraat teknisyenleri, meteoroloji, tapu ve kadastro memurları gibi bir meslek veya sanat okulunu bitirenler, 15 yaşını doldurmak ve kazai rüşt kararı almak koşuluyla memur olabilirler.
Memur olabilmek için, en az ortaokul mezunu olmak gerekir.
Devlet memuru olabilmek için, kamu haklarından mahrum bulunmamak ve bazı suç ve cezalar ile mahkûm olmamış bulunmak gerekir. Şöyle ki:
- Taksirli suçlar hariç olmak üzere, herhangi bir suçtan ağır hapis veya 1 yıl hapis cezası ile mahkûm edilmiş bulunanlar memur olamazlar. Ancak cezanın tecil edilmiş olması halinde, böyle bir mahkûmiyet memur olmaya engel teşkil etmez.
- Devletin şahsiyetine karşı suç işleyen,  cezanın biçimi ve süresi ne olursa olsun, memur olamazlar. Bu gibi suçlar nedeniyle verilen cezalar, tecil edilmiş olsa bile, memuriyete engel teşkil ederler. Hatta bu gibi suçlar nedeniyle verilen cezalar, affa uğramış olsa bile, memuriyete engel olurlar.

Bir kimsenin memur olabilmesi için, askerlikle ilişiğinin bulunmaması gerekir
Devamlı olabilecek surette görevini yapmasına engel vücut veya akıl hastalığının ya da sakatlığının bulunması, bir kimsenin memur olmasına engeldir. Ancak bu kurala bazı istisnalar getirilmiştir. Şöyle ki; sakatların devlet memurluğuna alınması tümü ile yasaklanmamış olup, 657 sayılı Kanun sakatlara belli görevlerde çalıştırılabilme olanakları tanımaktadır. Sakatların devlet memurluğuna alınma koşulları ve hangi işlerde çalışacakları, Devlet Memurları Kanunu’nun 53. maddesi uyarınca, Sağlık ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlıkları ile Devlet Personel Başkanlığı’nca müştereken hazırlanan bir yönetmelikte düzenlenmiştir.
Özel Koşullar
Özel koşullar, belli bir görevin gereği olarak, Devlet Memurları Kanunu, öteki kanunlar veya yönetmeliklerle konulmuş bulunan koşullardır. Devlet Memurları Kanunu, memurun hizmet göreceği sınıf için, belli bir mesleğe sahip olma ya da belli bir eğitim ve öğretim görme koşullarını öngörmektedir. Örneğin, avukatlık hizmetleri sınıfında görev yapabilmek için avukatlık ruhsatına sahip olmak gibi. Ayrıca çeşitli kuruluş ve görev kanunlarında da, özel bazı koşullar öngörülmüştür. Örneğin, Dışişleri Bakanlığı’na meslek memuru olabilmek için yabancı dil bilmek ya da kaymakam olabilmek için siyasal bilgiler, hukuk, iktisat, iktisadi ve idari bilimler veya işletme fakültelerinden birini bitirmek gibi.
SORU: I. Kasıtlı suçtan 7 ay hapis cezası almış olmak
       II. Kasıtlı bir suçtan 1 yıl hapis cezası almış olmak
       III. Taksirli bir suçtan 2 yıl hapis cezası almış olmak
       IV. Milli savunmaya işlenmiş affa uğramış ceza almak
Yukarıdakilerden hangileri devlet memuru olmayı engeller
a) I-II                       b) I-II-III               c) I-II-IV                 
 d) II-IV                    e) I-III

Soru :  Aşağıdaki mahkûmiyetlerden hangisi Devlet memuru olmaya engel değildir?
A) Hırsızlık suçundan dolayı 3 ay hapis cezası ile mahkûmiyet
B) Kasten işlenen bir suçtan dolayı 7 ay hapis cezası ile mahkûmiyet
C) Taksirle işlenen bir suçtan dolayı 9 ay hapis cezası ile mahkûmiyet
D) Dolanlı iflas suçundan dolayı 1 ay hapis cezası ile mahkûmiyet
E) İnancı kötüye kullanma suçundan affa uğramış mahkûmiyet

Soru : Aşağıdakilerden hangisi, memuriyete girişte aranan genel koşullar arasında yer almaz?
A) Türk vatandaşı olmak                            B) Askerlikle ilgili bulunmamak
C) 18 yaşını doldurmuş olmak                    D) Üniversite mezunu olmak
E) Kamu haklarından mahrum bulunmamak
MEMURLUĞA ALINMA USULLERİ
Memurluğa alınma bakımından belli başlı iki usul söz konusudur: Ya objektif bakımından aynı nitelikleri taşıyanlar arasından serbest bir seçimle, yani takdiri bir işlem ile memur göreve alınır; ya da yapılacak bir sınav ile memur göreve alınır.
Adaylığa Alınma
Aday memurluk ve memurluğa atanma usulünü açıklayabilmek.
Sınavı kazananlar, sıraya göre ilân edilen kadrolara ilgili kurumca önce aday memur olarak alınırlar. Memur adaylık süresi içinde, bir yandan denenir iken, öte yandan yetiştirilir. Adaylık süresi en az 1, en çok 2 yıldır. Aday memur, bu süre içinde yalnızca kendi kurumunda çalıştırılır; diğer kurumlara nakledilemez. Aday memur, adaylık süre içinde, hizmet içi eğitim programına katılır. Bu programda, hem memurluk mesleği ile ilgili temel eğitim ve hem de sınıfla ilgili hazırlayıcı eğitim verilir. Ayrıca aday memur, adaylık süresi içinde bir staja tabi tutulurTemel ve hazırlayıcı eğitim ile staj devrelerinin birinde başarısız olanlarla, adaylık süresi içinde memuriyetle bağdaşmayacak hal ve hareketleri saptananların ve göreve devamsızlıkları görülenlerin, sicil amirinin teklifi ve atamaya yetkili amirin onayı ile görevlerine son verilir. Aynı şekilde, en geç iki yıl içinde olumlu sicil alamayanların görevine, sicil amirlerinin teklifi ve atamaya yetkili amirin onayı ile adaylık süresinin sonunda son verilir. Adaylık süresi içinde ya da sonunda görevine son verilen aday memurlar, Devlet Personel Başkanlığı’na bildirilir. Adaylık süresi içinde veya sonunda görevlerine son verilmiş bulunanlar, 3 yıl süre ile devlet memurluğuna alınmazlar.
Memurluğa Atanma ve Atama İşleminin Tahlili
Adaylık süresini dolduran, temel ve hazırlayıcı eğitim programını ve stajı başarı ile tamamlayan ve olumlu sicil alan adaylar memur olarak atanırlar
Devlet Memurları Kanunu, atamaya yetkili amirden söz etmekte; ancak bu amirin kim olduğunu belirtmemektedir. Atama işlemini yapmaya yetkili makamlar, genellikle kuruluş kanunlarında gösterilmiştir. Yetkili makam, tekli bir makam olabileceği gibi, bazen kurul da olabilir. 1981 yılında çıkarılan 2451 ve 2477 kanunlarla, bazı görevlere Bakanlar Kurulu kararı ile bazı görevlere ise müşterek kararname ile atama yapılacağı sayım usulü ile belirtilmiştir. Bunlar dışında kalan görevlere yapılacak atamalarda, kuruluş kanunları ile özel kanunlardaki hükümler uygulanır.
Memurluğa giriş için varlığı gerekli genel ya da özel koşullardan birinin mevcut olmadığı sonradan ortaya çıkar ya da ilgilinin bildirdiği hususların gerçek dışı olduğu sonradan anlaşılır ise, atama işlemi hükümsüz olur. Ayrıca boş kadro olmadan yapılan bir atama işlemi de sakattır.
Göreve Başlama
Yukarıda da belirtildiği üzere, atama işleminin ilgiye yazılı olarak bildirilmesi zorunlu olup, bu bildirim ilgilinin görevine başlayacağı zamanın belirlenmesi bakımından da önem taşımaktadır. Şöyle ki; ilgili aynı yerdeki (yani bulunduğu yerdeki) bir göreve atanmış ise; yazılı bildirimi izleyen gün, başka yerdeki bir göreve atanmış ise; yazılı bildirimden itibaren 15 gün içinde o yere hareket ederek belli yol süresini izleyen gün işe başlamak zorundadır.
Devlet Personel Başkanlığının olumlu görüşü alındıktan sonra, ilgili kurumlarca çıkarılan özel yönetmeliklerle gösterilmiştir. Sicil amirleri sicil raporlarında memurların liyakat derecesini not esasına göre değerlendirerek tespit ederler. Bir memurun olumlu sicil alabilmesi için sicil raporundaki sicil notu ortalamasının 100 üzerinden 60 olması gerekir. Buna karşılık raporlarındaki not ortalaması 60′ın altında olanlar olumsuz sicil almış sayılırlar (657 sayılı Kanun md. 119). Olumsuz sicil almış olanların durumları, atamaya yetkili sicil amirce gizli bir yazı ile kendilerine bildirir (657 sayılı Kanun md. 117). Memur, bu olumsuz sicile karşı tebliğinden itibaren bir ay içinde atamaya yetkili amirine itiraz edebilir. Atamaya yetkili amir, itiraza ilişkin kararlarını iki ay içinde ilgilisine yazılı olarak bildirir.
Olumsuz Sicilin Etki ve Sonuçları
Olumsuz sicillerin çeşitli etki ve sonuçları vardır:
- Bir defa kademe ilerlemesi ve derece yükseltilmesi için olumlu sicil almış bulunmak gerekir. Olumsuz sicil almış olanların kademe ilerlemesi ve derece yükseltilmesi yapılmaz.
- İki kez üst üste olumsuz sicil alan memurlar başka bir sicil amirinin emrine atanır. Burada da olumsuz sicil almaları halinde memuriyetle ilişkileri kesilerek haklarında, TC Emekli Sandığı Kanunu’nun emeklilikle ilgili hükümleri uygulanır.

SORU: Üst üste 2 kez olumsuz sicil almış memur  hakkında hangi işlem başlatılır
a) Devlet memurluğundan çıkarma                       b) Başka bir sicil amirinin emrine atanma
c) Görevden uzaklaştırma                                      d) Disiplinsizlik nedeniyle emekliye sevketme
e) Kademe ilerlemesini durdurma

Soru : Görevden uzaklaştırma ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?

A) Görevden uzaklaştırma, hakkında hem disiplin soruşturması hem de ceza kovuşturması açılan
memur için uygulanabilir.
B) Görevden uzaklaştırılan memurun kadrosu ile ilişiği kesilmez.
C) Görevden uzaklaştırmaya bakanlık veya genel müdürlük müfettişleri de yetkilidir.
D) Görevden uzaklaştırma kararının kaldırılması üzerine, memurun hem kademe ilerlemesi hem
de derece yükselmesi yapılır.
E) Görevden uzaklaştırılan memura aylığı ödenmez.




Müspet Ödevler (Yükümlülükler)
- Anayasa ve Kanunlara Saygılı Davranma (Sadakat) Ödevi (DMK md. 6)
- Hizmeti Kişisel Olarak ve Kesintisiz Bir Biçimde Yürütme Ödevi (DMK md. 99)
- Hiyerarşik Üste Bağlılık ve İtaat Ödevi (DMK md. 11)
- Mal Bildirme Ödevi (DMK md. 14)
- Davranışlarda Özel Bir İtina Gösterme Görevi (DMK md. 8- 9)
- Kıyafet Yükümlülüğü (DMK ek md. 19)
- İkamet Yükümlülüğü (DMK ek md. 20)
- Resmi Belge, Araç ve Gereçleri İade Ödevi (DMK md. 16)
Menfi Ödevler (Yasaklar)
Memurlar, başkaları için mübah ve caiz sayılmış bulunan bazı davranışlardan kaçınmak zorundadırlar. Bir başka anlatımla, başkaları için caiz ve mübah sayılan bazı eylem ve davranışlar memurlar için yasaklanmıştır. Memurlar için geçerli menfi ödevler (yasaklar) şunlardır:
- Başka Bir Görev Alma Yasağı (DMK md. 87- 90)
- Bir Sanat ve Ticaretle Uğraşma Yasağı (DMK md. 28)
- Taraflı Davranma, Siyasi Faaliyette Bulunma ve Siyasi Partilere Girme Yasağı (DMK md. 7)
- Dernek Kurma ve Derneklere Girme Yasağı (AY md. 33)
- Toplu Hareket Yasağı (DMK md. 26)
- Grev Yasağı (DMK md. 27)
- Hediye ve Çıkar Sağlama Yasağı (DMK md. 29- 30)
- Gizli Bilgileri Açıklama Yasağı (DMK md. 31)
- Ayrıldığı Kuruma Karşı Görev Alma Yasağı (2531 sK md. 2)

MEMURLARIN HAK VE AYRICALIKLARI
Yatay İlerleme(Kademe İlerlemesi) : Bir devlet memurunun kademede ilerleyebilmesi için şu üç koşulun bir arada bulunması zorunludur (657 sayılı Kanun md.64).
1- Bulunduğu kademede en az bir yıl çalışmış olmak,
2- Yıl içinde olumlu sicil almış bulunmak,
3- Bulunduğu derecede ilerleyebileceği bir kademenin bulunması
Yatay ilerleme devlet memuruna tanımış mutlak bir hak olup, idarenin koşulları gerçekleşmiş ise, memurun kademesini ilerletip ilerletmemek konusunda bir takdir yetkisi yoktur. Yatay ilerleme, hak kazanılan tarihten geçerli olmak üzere, ayda bir kez alınan toplu onayla yapılır.




Derece Yükselmesi :Memurun bulunduğu sınıf içinde bir alt dereceden bir üst dereceye geçmesidir. 657 sayılı Kanunun 68.maddesine göre, derece yükselmesinin şartları şunlardır:
1- Üst derecede açık bir kadronun bulunması,
2- Alt derece içinde en az üç yıl ve bu derecenin üçüncü kademesinde bir yıl bulunmuş olmak.
3- Yükselinecek derece için (varsa) öngörülmüş koşulları taşımak (örneğin, öğrenim koşulu gibi)
4- Sicil bakımından üst dereceye yükselebilecek niteliklere sahip olmak (Her yıl kademe ilerlemesi için alınan olumlu sicil derece yükselmesi için yeterli olmayıp, derece yükselmesi için de ayrıca olumlu sicil almış olmak gerekir.)
MEMURLARIN TEMEL HAKLARI
Memurların hak, ödev ve sorumluluklarını belirleyen bütün kurallar, onların statüsünü oluşturur. Memurların, başta anayasa olmak üzere çeşitli kanunlarla belirlenmiş haklan bulunmaktadır.
1. İZİN HAKKI
Memurlar çalışma hayatı içinde çeşitli izinlerden yararlanma hakkına sahiptir. Bunlar, yıllık izin, mazeret izni, hastalık izni, aylıksız izin olmak üzere dört kategoride toplanmıştır.
a)    Yıllık İzin: Her memurun yılda 20 ila 30 gün süre ile dinlenme izni vardır. Yıllık izin süresi, hizmeti bir yıldan on yıla kadar (on yıl dâhil) olanlar için 20 gün, hizmeti on yıldan fazla olanlar için 30 gün olarak belirlenmiştir. Zorunlu hallerde bu sürelere gidiş ve dönüş için ve en çok ikişer gün ekle­nebilir. Yıllık izinler, amirin uygun bulacağı zamanlarda, toptan veya ihtiyaca göre parça parça kullanılabilir. Birbirini izleyen iki yılın izni bir arada verilebilir
b)   Mazeret İzni: Mazeret izinlerini, "amirin takdirine bağlı" ve "amirin takdi­rine bağlı olmayan" izinler olarak iki grupta toplamak mümkündür. Amirin takdirine bağlı mazeret izinleri, bir yıl içinde toptan veya parça parça ola­rak, mazeretleri nedeniyle, amirinin "muvafakati" ile verilen izinlerdir. Bu tür mazeret izinlerinin süresi 10 gündür. Zaruret halinde buna on gün daha eklenebilir. Ancak eklenen bu izin, memurun yıllık izninden düşülür.
Amirin takdirine bağlı olmayan mazeret izinleri de, doğum, evlenme ve ölüm olaylarında verilen izinlerden oluşmaktadır. Kadın memura, doğum yapmadan önce 8 hafta ve doğum .yaptığı tarihten itibaren 8 hafta olmak üzere toplam 16 hafta süre ile aylıklı izin verilir. Memurlara bir yaşından küçük çocuklarını emzirmeleri için günde toplam bir buçuk saat süt izni ve­rilir.
Ayrıca erkek memura, karısının doğum yapması sebebiyle isteği üzerine üç gün; yine memura isteği üzerine, kendisinin veya çocuğunun evlenmesi, annesinin babasının, eşinin, çocuğunun veya kardeşinin ölümü halinde beş gün izin verilir.
c)   Hastalık İzni:  Memurlara hastalıkları halinde, verilecek raporlarda gösteri­lecek lüzum üzerine, aylık ve özlük haklarına dokunulmaksızın on yıla ka­dar (on yıl dâhil) hizmeti olanlara altı aya kadar; on yıldan fazla hizmeti olanlara on iki aya kadar; kanser, verem ve akıl hastalıkları gibi uzun süreli bir tedaviye ihtiyaç gösteren hastalığa yakalananlara on sekiz aya kadar izin verilir.
d) Aylıksız İzin: Memurun bakmaya mecbur olduğu veya memur refakat etme­diği takdirde hayatı tehlikeye girecek ana, baba, eş ve çocukları ile kardeş­lerinden birinin ağır bir kaza geçirmesi veya önemli bir hastalığa tutulmuş olması hallerinde, bu hallerin raporla belgelendirilmesi şartıyla, memurlara, istekleri üzerine en çok altı. aya kadar aylıksız izin verilebilir. Aynı şartlar­da bu süre bir katına kadar uzatılabilir.
Ayrıca doğum yapan memura, isteği üzerine, en çok 12 aya; yetiştirilmek üzere (burslu gidenler dâhil) yurt dışına gönderilen memurlarla, yurt içine veya yurt dışına sürekli görevle atanan memurların eşlerine, her defasında bir yıldan az olmamak üzere en çok 8 yıla kadar aylıksız izin verilebilir.
Muvazzaf askerliğe ayrılan memurlar, askerlik süresince, görev yeri saklı kalarak aylıksız izinli sayılırlar.
2. AYLIK VE YOLLUK HAKKI
Aylık, memurun çalışmasının karşılığı elde ettiği mali bir haktır. Memurların aylıkları, her ayın on beşinde peşin olarak ödenir. Ayrıca memurlara, yurt için­de ve yurt dışında geçici olarak görevlendirilmeleri veya görev yerlerinin değiş­tirilmesi durumunda ilgili mevzuat uyarınca yolluk ödenir.
3 MEMURLARIN SOSYAL HAKLARI
Memurlara, aylık haklarının yanında, yasalarda öngörülen miktarlarda "aile yardımı", "doğum yardımı", "ölüm yardımı" ve "tedavi yardımı" gibi ödenekler de verilmektedir.
4. EMEKLİLİK HAKKI
Emeklilik, memurlar için bir haktır. Memurlar, yaş haddi, malullük ve idarenin isteği üzerine emekli olurlar. Memurlar, belirli bir yaş sınırına ulaşınca emekli­ye ayrılırlar. Genel olarak memuriyette emekliye ayrılma yaşı 65'tir. Bazı me­muriyetlerde bu yaş haddi daha düşük düzeyde tutulduğu gibi, bazılarında ise biraz yüksektir. Örneğin, üniversite öğretim üyelerinin yaş haddi 67 olarak tes­pit edilmiştir.
Her ne sebeple olursa olsun, bir sakatlık ya da tedavisi imkânsız hastalıktan dolayı görevini yapamayacak duruma düşen memurlar, "malul" sayılırlar ve haklarında "malullük sebebiyle emeklilik" işlemleri uygulanır.
Emekli olan memura, emekli ikramiyesi ile ölünceye kadar emekli maaşı ödenir.
Devlet memurluğundan çıkarma cezası, amirlerin bu yoldaki isteği üzerine, memurun bağlı bulunduğu kurumun yüksek disiplin kurulu karan ile verilir.
İki türlü disiplin kurulu vardır. Bunlardan biri, her ilde ya da bölgede bulunan "disiplin kurulu"; diğeri ise her kurumun merkezinde bulunan "yüksek disiplin kurulu"dur.
Disiplin kurullarının, Önerilen cezadan başka bir ceza tayin etme yetkisi yoktur, cezayı kabul veya reddeder. Verilen kararın disiplin kurulu ya da yüksek disip­lin kurulu tarafından reddedilmesi halinde, atamaya yetkili amirler 15 gün için­de başka bir disiplin cezası vermekte serbesttirler (md.126).
Disiplin cezalan, verildiği tarihten itibaren hüküm ifade eder ve derhal uygula­nır. Aylıktan kesme cezası, cezanın veriliş tarihini takip eden aybaşında uygu­lanır.
Kendilerine disiplin cezası olarak aylıktan kesme veya kademe ilerlemesini durdurma cezası verilenler, valilik, büyükelçilik, müsteşar, müsteşar yardımcılığı, genel müdürlük, genel müdür yardımcılığı ve daire başkanlığı görevlerine atanamazlar.
Disiplin cezalan, memurun siciline işlenir. Devlet memurluğundan çıkarma cezasından başka bir disiplin cezasına çarptırılmış memur, uyarma ve kınama cezalarının uygulanmasından beş yıl, diğer cezaların uygulanmasından on yıl sonra atamaya yetkili amire başvurarak, verilmiş olan cezaların sicil dosyasın­dan silinmesini isteyebilir. Memurun, bu süreler içindeki davranışları, söz ko­nusu talebi haklı kılacak nitelikte görülür ise, isteğinin yerine getirilmesine karar verilerek bu karar sicil dosyasına işlenir. Kademe ilerlemesinin durdurul­ması cezasının sicilden silinmesinde, disiplin kurulunun da görüşü alınır. 

 DİSİPLİN CEZALARINA İTİRAZ
Disiplin cezalarına karşı itiraz iki grupta ele alınabilir.
a)    Disiplin amirleri tarafından verilen uyarma ve kınama cezalarına karşı iti­raz, varsa bir üst disiplin amirine, yoksa disiplin kurullarına yapılabilir.
b)   Aylıktan kesme, kademe ilerlemesinin durdurulması ve devlet memurlu­ğundan çıkarma cezalarına karşı idari yargı yoluna başvurulabilinir.
Disiplin amirleri ve disiplin kurulları tarafından verilen disiplin cezalarına karşı yapılacak itirazlarda süre, kararın ilgiliye tebliğ tarihinden itibaren 7 gündür. Bu süre içinde itiraz edilmeyen disiplin cezalan kesinleşir.
Kademe ilerlemesi durdurulan memurlar  Daire başkanlıklarına atanamaz.
İtiraz halinde, itiraz mercileri karan gözden geçirerek verilen cezayı kabul ede­bilir, hafifletebilir veya tamamen kaldırabilirler. İtiraz edilmeyen kararlar kesin olup, bu kararlar aleyhine idari yargı yoluna başvurulamaz.

Çekilme: Devlet memuru bağlı olduğu kuruma yazılı olarak müracaat etmek suretiyle memurluktan çekilme isteğinde bulunabilir. Mezuniyetsiz veya kurumlarınca kabul edilen mazereti olmaksızın görevin terk edilmesi ve bu terkin kesintisiz 10 gün devam etmesi halinde, yazılı müracaat şartı aranmaksızın, çekilme isteğinde bulunulmuş sayılır.
Çekilmek isteyen memur yerine atanan kimsenin gelmesine veya çekilme isteğinin kabulüne kadar görevine devam eder. Yerine atanan kimse bir aya kadar gelmediği veya yerine bir vekil atanmadığı takdirde, üstüne haber vererek görevini bırakabilir.
Olağanüstü hal, sıkıyönetim, seferberlik ve savaş hallerinde veya genel hayata müessir afetlere uğrayan yerlerdeki Devlet Memurları yerine atanacaklar gelip işe başlamadıkça görevlerini bırakamazlar.
Memurluğun sona ermesi:Devlet memurlarının;
a) Kanun hükümlerine göre memurluktan çıkarılması;
b) Memurluğa alınma şartlarından her hangi birini taşımadığının sonradan anlaşılması veya memurlukları sırasında bu şartlardan her hangi birini kaybetmesi;
c) Memurluktan çekilmesi;
ç) İstek, yaş haddi, malüllük ve sicil sebeplerinden biri ile emekliye ayrılması;
d) Ölümü;
hallerin de memurluğu sona erer.
* GÖREVDEN UZAKLAŞTIRMA memuriyeti sona erdirmez

Soru : Görevden uzaklaştırmayla ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?

A) Hakkında disiplin soruşturması açılmış bir memur görevden uzaklaştırılabileceği gibi hakkında
ceza kovuşturması açılan bir memur da görevden uzaklaştırılabilir.
B) Görevden uzaklaştırmaya bakanlık veya genel müdürlük müfettişleri de yetkilidir.
C) Görevden uzaklaştırılan memurun kadrosu ile ilişiği kesilmez.
D) Görevden uzaklaştırma kararının kaldırılması üzerine memurun hem kademe ilerlemesi hem
de derece yükselmesi yapılır.
E) Görevden uzaklaştırılan memura görevden uzaklaştırıldığı dönemde hiç maaş ödenmez.

Soru :  Adaylık süresi içinde görevline son verilen memur kaç yıl süreyle devlet memurluğuna alınamaz?
 A)      1 yıl               B)      2 yıl                C)      3 yıl                D)      4 yıl                E)      5 yıl

Soru : Bulunduğu yerden başka yere göreve atanmış olan memur, kaç gün içinde o yere hareket etmek zorundadır?
 A)      3                    B)      5                                 C)      10                    D)      15                   E)      20
Aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
A) Devletin şahsiyetine karşı işlenen suçlar affa uğramış olsalar bile memuriyete engeldir.
B) Para cezasına çarptırılan bir kişi memur olma koşulunu yitirmiş sayılmaz.
C) Genel af mahkumiyeti bütün sonuçları ile ortadan kaldırır.
D) Çifte vatandaşlık memuriyete engeldir.
E) Şartla salıverilen ancak henüz vesayet altında bulunan sınırlı ehliyetsiz kişi vesayet süresi bitmeden devlet memurluğu yapamaz.
Soru : Kadın memurlara verilen doğum izni süresi ne kadardır?

A) 8 hafta                B) 6 ay                       C) 1 ay                          D) 16 hafta                           E) 1 hafta

 Soru : DMK'da devlet memurlarının ikamet yerleriyle ilgili nasıl bir düzenleme bulunmaktadır?

A) Köylerde görev yapan memurlar illerde oturmalıdır.
B) Görev yaptıkları kurum ve hizmet birimlerinin bulunduğu yerleşme merkezlerinde ikamet etmeleri esastır.
C) Mücavir alanlarda ikamet etme zorunluluğu yoktur.
D) Sadece büyükelçi ve valinin görev yerlerinde ikamet etmesi zorunludur.
E) Memurun görev yerleri dışında oturması amirinin iznine bağlı değildir.

Soru : Memurlar aşağıdaki şirketlerden hangisine ortak olabilirler?

A) Anonim Şirket
B) Komandit Şirket
C) Kolektif Şirket
D) Adi Şirket
E) Yabancı Sermayeli Şirket


2 yorum: