TALEP:
Ekonomik
birimlerin satın alma gücü ile desteklenen ve çeşitli mal ve hizmetlere veya
üretim faktörlerine yönelen satın alma isteklerine talep diyoruz
TALEP
KANUNU: Fiyat düştükçe
talep artacak Fiyat yükseldikçe talep azalacak işte bu kanuna talep kanunu
diyoruz.
Talebi gelirle aynı doğrultuda olan mallar üstün mal gelir
arttıkça mala olan talep artıyor KIYAFET gibi
Talebi gelirle zıt yönde değişen mal düşük mal gelir
arttıkça mala olan talep azalıyor EKMEK gibi
l. Talebi Belirleyen
Faktörler
Bir
malın talebini belirleyen etkenleri altı ana başlıkta toplamak olanaklıdır;
1.
Malın Fiyatı, 2. İlgili malların fiyatı, 3. Gelir,
4.
Gelecekte beklenen fiyatlar, 5.
Nüfus, 6.
Tercihlerdir.
Altı
etkenden, nufus hariç diğerlerini veri kabul edersek Talep Yasasını elde
edebiliriz. Talep Yasası diğer şeyler veri iken malın fiyatı yükseldiğinde talep
edilen miktar azalır, şeklinde özetlenebilir.
Bir
malın talebini (D), miktarını da (Q) ile simgeleştirirsek, talep
edilecek miktarı QD
olarak gösterebiliriz.
Bu
talep miktarı (QD) üzerinde etkili olan değişkenlerinde şunlar
olduğunu kabul edelim:
A-
İlgili malın fiyatı (P)
B-
Talep edilen malın tamamlayıcısı veya rakibi olan malın fiyatı (PD)
C-
Talep eden bireyin gelir düzeyi (G)
D-
Talep eden bireyin zevk ve tercihleri (Z)
E-
Talep eden bireyin geleceğe yönelik beklentileri (B)
Bu durumda talep fonksiyonunu şu şekilde oluştururuz. QD = f(P, PD,
G, Z, B)
bir malın fiyatı ile talep miktarı arasındaki ilişkiyi analiz
edelim.
P
fiyat Q da miktar bunun bir et için oluşturulmuş talep eğrisi olduğunu düşünün
ve fiyatın yükselirken talebin azaldığını ve negatif eğimli olduğunu unutmayın
Talepte
Değişme
Talepte
değişme, diğer etkenlerin veriliğinin kalkmasıdır. Kısaca özetlersek;
1. GELİR
İnsanların
geliri ve/veya serveti arttığı zaman normal olarak talebi artar. Böyle mallara "normal"
mallar denilmektedir.İnsanların geliri arttığı zaman bazı malların talebi
azalabilir. İnsanlar daha pahalı mallar satın almaya yönelebilirler. Gelir arttığı zaman talebi azalan mallara "düşük
mallar"
denilmektedir.
• Buna en güzel örnek halk ekmeği
olabilir. İnsanlar gelirleri yükseldiği zaman halk ekmeği yerine çavdar
ekmeğini satın almayı tercih edebilirler.
2. DİĞER MALLARIN FİYATI
Herhangi
bir malın fiyatındaki bir değişmenin diğer her malın fiyatı üzerinde belli
etkisi olacaktır.
•
İkame Mallar
• Eğer biftek fiyatları yükselirse halk
onun yerine piliç etini almayı tercih
edecektir ve piliç talebi artacaktır.
• Bir malın fiyatı değiştiği zaman, o
malı ikame eden bütün malların talebi aynı yönde değişecektir.
•
Tamamlayıcı Mallar
• Tamamlayıcı mallar birlikte talep
edilen mallardır. Bu mallar birbirlerini
tamamlamaktadır.
• Tamamlayıcı mallara örnek olarak çay ve
şekeri verebiliriz.
3. ZEVK VE TERCİHLERDE DEĞİŞME
İnsanların
zevk ve tercihleri zamanla, reklamlarla, yeni geliştirilen ürünlerle ya da
stillerle değişebilir.
• Moda olan bir ürünün talebinde artış
olacaktır.
• Buna karşılık modası geçen malların
talebinde düşüş gözlenecektir.
4. BEKLENTİLER
İnsanların
davranışları, gelecekle ilgili bekleyişlerinden büyük ölçüde etkilenmektedir.
• Örneğin, eğer insanlar bir malın
fiyatında bir artış bekliyorlarsa ya da malda bir azalma bekleniyorsa o ürün için
talepte bir artış olacaktır.
Bireysel
Talep’ten değil de Piyasa talebinden bahsederken, bireysel talebin temel
belirleyicileri olarak yukarıda saydığımız etkenlere aşağıdaki belirleyiciler
de eklenebilir.
5.
Gelir Dağılımı
Gelir
dağılımı (yüksek ya da düşük gelirli insan sayısı) değişebilir ve bunun mevcut
talebi etkilemesi beklenir.
• Örneğin hükümet vergi politikasıyla
geliri zenginden fakire dağıtabilir.
Bu durum, ısınma gibi bazı malların talebini arttırırken, otomobil gibi diğer
bazı malların talebini düşürür.
6.
Nüfus Miktarı
Toplam
nüfustaki bir artış muhtemelen birçok malın talebinde bir artışa neden
olacaktır.
• Bu konuda daha anlamlı bir durum
nüfusun kompozisyonudur.
Nüfusun yaş dağılımındaki bir değişim, örneğin çocuk ve genç nüfusun artması çocuk
mamalarının, oyuncakların, okulların, özel dershanelerin, öğretmenlerin
talebini artıracaktır.
ARZ ANALİZİ
Arz: Üreticilerin belli bir piyasada
belli bir dönemde mal ve hizmetleri satma istek ve arzularına verilen addır.
Arz Fonksiyonu: Bir mal veya hizmetin
arzı ile bunun miktarını etkileyen faktörler arasındaki ilişkiye arz fonksiyonu
adı verilir.
FİRMA ARZINI ETKİLEYEN NEDENLER
a.
Malın fiyatı,
b.
Üretim faktörleri fiyatı,
c.
İlgili malların fiyatı,
d.
Gelecekte beklenen fiyatlar,
e.
Arz edenlerin sayısı,
f.
Teknolojidir.
Buna
göre Arz Yasası, diğer etkenler veri iken mal fiyatı arttığında arz edilen
miktar artar biçiminde özetlenebilir.
Arz Yasasını ele alırken, Talep Yasası
için söylenenlerin burada da geçerli olduğu hatırlanmalıdır.
Arz Miktarı: Qs, diyelim ilgili
malın fiyatı:P, diğer malların
fiyatı: PD Faktör
fiyatları:Pf,
Teknoloji: T, Vergiler
V, Devletin sınırlamalarına: K, Sübvansiyonlara S dersek
Qs=f(P, PD, Pf, T, V, K, S) biçiminde bir arz fonksiyonu yazabiliriz.
PİYASA DENGESİ
Piyasa,
alıcı ve satıcıları karşı karşıya getiren, alış-verişi gerçekleştirmelerini sağlayan
her türlü imkândır.
Bir
malm piyasasının dengede olması hem alıcıların hem de satıcıların plânlarının
aynen gerçekleşmesi demektir. Satıcılar, belli şartlarda, satmak istedikleri
kadar satmakta, alıcüar aynı şekilde almak istedikleri kadar almaktadırlar.
Şartlar değişmedikçe satılan miktar değişmez, malın fiyatı değişmez.
Fiyatı
etkileyen güçler alıcıların ve satıcıların davranışları yani talep ve arzdır.
Denge fiyatı, talep miktarını arz miktarına eşitleyen veya piyasayı temizleyen
fiyattır. Piyasada fiyatın oluşmasını veya denge fiyatı kavramını açıklamak için
kullanılan iki farklı yaklaşım vardır. Bunlardan biri Walras'm talep fazlası
yaklaşımı, diğeri Marshall'm fiyat fazlası (veya talep fiyatı fazlası)
yaklaşımıdır.
Talep
Fazlası (Kıtlık)
• Piyasa fiyatında talep edilen
miktarın arz edilen miktardan fazla olduğunda meydana gelen durumdur.
o Fiyat
mekanizması işlemeye ve fiyatlar yükselmeye başlar.
o Fiyatlar
yükseldikçe, arz edilen miktar artmaya ve talep
edilen
miktar düşmeye başlar.
o Bu
süreç dengeye gelinene kadar devam eder.
Arz
Fazlası (Fazla)
• Piyasa fiyatında, arz edilen miktarın
talep edilen miktardan fazla olduğu durumdur.
o Fiyat
mekanizması işlemeye ve fiyatlar düşmeye başlar.
o Fiyatlar düştükçe, arz edilen miktar düşmeye
ve talep edilen miktar artmaya başlar
ŞİMDİ PİYASA DENGESİNİ
MATEMATİKSEL OLARAK İFADE EDELİM
Örneğin: Talep fonksiyonu QD=
100 - 2P
Arz fonksiyonu QS=
20 + 3P ise;
100-2P=20+3P
5P=80
P= 80/5 =
16
QS=
20+3.16=68 QD=100-2.16=68
SINAVDA BU TARZ SORULARDA ÇIKABİLMEKTE MESELA 2001 KPSS
SORUSUNU ÇÖZELİM
(KMS-2001)
X malının talep denklemi
P=10-0,2Q; arz denklemi P=2+0,2Q ise, X malının denge miktarı kaçtır?
A) 15 B)
20 C) 30 D) 45 E)
50
10 – 0,2 Q = 2 + 0,2
Q buradan 8 = 0,4Q buradan da Q = 20
KPSS 2002 de ise denge fiyatını sormaktadır
(KPSS-2002)
X
malının, talep denklemi P=10-0,2Q ve arz denklemi P=2+0,2Q şeklinde ise denge
fiyatı kaçtır?
A)
2 B) 4 C) 6 D) 7 E)
9
Q
= miktar miktarı 20 olarak bulmuştuk getirip yerine koyduğumuzda
10 – 0,2 . 20 =
P = 6
ÜRETİCİ-TÜKETİCİ RANTI
Talep ve arzı oluşturan alıcı ve satıcıların içerisinde piyasa
denge fiyatının üstünde mal satın almaya razı tüketiciler ve malı satmaya razı
üretici ve ithalatçı firmalar her zaman olacaktır.
Yukarıda grafikte örnek aldığımız 37 Ekran TV piyasasında,
Talep Doğrusu’nun ucundaki 300 TL hiçbir tüketicinin kabul etmeyeceği fiyatı,
100 TL ise hiçbir üretici ve ithalatçı firmanın kabul etmeyeceği fiyatı temsil
etmektedir. Eğer, bir mal 175 TL’den satılıyor iken, piyasa denge fiyatı 175 TL
iken, bir tüketici o mala 250 TL dahi vermeye razı iken, cebindeki 250 TL’yi bu
malı satın almak için kullanmaya çoktan razı iken, eğer o malı 175 TL’den, yani
piyasa denge fiyatından alıyor ise, bu tüketicinin malı razı olduğu fiyattan
daha düşük bir fiyata alması nedeniyle, cebinde 75 TL kalması nedeniyle elde
ettiği avantaj Tüketici Rantı’dır. Eğer, malın piyasa denge fiyatı 175
TL iken, 37 Ekran televizyonu 75 TL’ye üreten veya ithal eden bir firma, bu
ürünü 50 TL kar ile 125 TL’den satmaya razı iken, bu malı piyasa denge fiyatı
olan 175 TL’den satıyor ise, yani hedeflediğinden 50 TL daha fazla bir kar denir. Kısacası, üreticinin satmayı düşündüğü
fiyat ile fiili olarak mallı sattığı piyasa denge fiyatı arasındaki bu farka
Üretici Rantı denmektedir. elde ediyor ise, üretici firmanın elde ettiği bu ek
avantaja da Üretici Rantı,
denir.
Kısacası,
üreticinin satmayı düşündüğü fiyat ile fiili olarak mallı sattığı piyasa denge fiyatı
arasındaki bu farka Üretici Rantı denmektedir
PİYASA DENGESİNİN DEĞİŞMESİ
Normal olarak, piyasa dengesinin değişmesi arz ve/veya talepteki
bir değişmenin sonucudur.
1 ARZ SABİTKEN TALEBİN DEĞİŞMESİ
Arz sabitken talep artarsa fiyat da miktar da
artar. Talep azalırsa fiyat da miktar da azalır.
2 TALEP SABİTKEN ARZIN DEĞİMESİ
Talep sabitken arz artarsa fiyat düşer, miktar
artar. Arz azalırsa fiyat yükselir, miktar azalır
3 ARZ VE TALEM AYNI ORANDA ARTARSA
ÖRÜMCEK AĞI TEOREMİ
Şimdi
dinamik bir arz-talep tahliline geçeceğiz. bir dönemdeki bir değişme veya bir
olayın bir sonraki dönemde nasıl bir değişmeye veya olaya sebep olacağım
göstereceğiz.
Buraya kadar yaptığımız arz-talep çözümlemelerinde, fiyat
değişmelerinin arz ve talep miktarlarında derhal bir tepki doğurduğu
varsayımına dayandık. Ancak bazı mallarda, özellikle tarım ürünleri gibi,
üretimleri uzunca bir zaman aralığına (hububatın bir yıl, kauçuğun beş yıl
istemesi gibi...) gereksinim gösteren malların arzını, piyasadaki talebe göre
oluşacak bir yüksek fiyat karşısında yıl içinde arttırmak hemen hemen olanak
dışıdır. Böyle bir yüksek fiyat karşısında çiftçilerin duyarlılığı genellikle
gelecek yılın ürünü üzerinde kendini gösterecek ve çiftçiler bu yüksek fiyatın
çekiciliği karşısında daha bol üretimde bulunmak yoluna gidebileceklerdir. Bu
durumda, gelecek yılın arzı bu yılın fiyatına, bu yılın arzı da geçen yılın
fiyatına bağlı kalacaktır. Daha açık bir deyişle bu üretim dönemine ait arz, geçen
dönemin fiyatlarının fonksiyonudur. Talep için ise böyle bir özellik söz konusu
değildir. Eğer, bu üretim döneminin yüksek fiyatına bakarak çiftçiler daha bol
üretimde bulunmak yoluna giderlerse; gelecek yıl piyasaya sürülen ürün artacak,
buna karşılık talep esnekliği düşük olan tarımsal ürünlerin fiyatında büyük
olasılıkla bir düşme görülecektir.
Sözünü ettiğimiz olay, ekonomistlerin gözünden
kaçmamış ve 1938 yılında EZEKİEL "Cobweb Kuramı" adıyla yayınladığı
makalesinde, üretim ve fiyat kuramına büyük bir katkıda bulunmuştur.
Şu yazıyı okumanızı tavsiye ederim
(KİNG-KANUNU)-(BOLLUK PARADOKSU)
Tarımsal ürün arzı ile gelirler arasında varolan bu ilişkiyi
ilk kez, XVII. yüzyılın sonlarına doğru bulan İngiliz düşünür Gregory King
olmuştur. Bu ilişki, ekonomi
yazınında "King Yasası" veya "Bolluk Paradoksu" olarak
bilinir. King Yasası daha çok buğday ve buğday türü ürünlere uygulanır. Sebze
ve meyveler için pek geçerli değildir. Gregory King, buğdayarzında % 10 bir
azalmanın buğday fiyatını % 100 arttırdığını saptamıştır.
King Yasası daha sonraları
Malthus 'cu bir görüşle belirtilmiştir. Şöyle ki; buğday miktarı aritmetik bir
dizi izleyerek azalırsa, fiyatları ters yönde ve geometrik bir dizi izleyerek
yükselir. Bu durum çiftçinin bol ürün yıllarında zarar gördüğünü ve ürünün kıt
olduğu yıllarda ise gelirinin arttığını gösterir. Ürün bolluğu nedeniyle ürün
fiyatlarının düşmesi durumunda, çiftçilerin gelirlerini aynı düzeyde tutabilmek
için ekim ve dikim alanlarını genişlettikleri ve bu şekilde fiyatların daha da
düşmesine yol açtıkları görülür.
DEVLETİN PİYASA DENGESİNE MÜDAHALLERİ
1 TAVAN FİYATLAR
Devlet bazen tüketiciyi korumak için tavan (azami) fiyat
belirler. Bu fiyat denge fiyatının altında bir fiyattır. Bu fiyatlar, özellikle
savaş ve kıtlık zamanlarında tüketiciyi korumak amacıyla çok görülür. Burada
devlet, belli mal ve hizmetlerin satılabileceği maksimum fiyatları saptar.
Savaş
ve kıtlık dönemlerinde bir yandan ürünlerin azalması, öte yandan tüketicilerin
psikolojik nedenlerle (ileride bu malı bulamayacağı veya fiyatın çok
yükseleceği gibi) mala hücum etmeleri ve aşırı stoklama eğilimleri özellikle
temel gıda maddeleri ve petrol gibi malların fiyatlarını yükseltir. Bu durum düşük
gelirli gruplarını büyük bir sıkıntıya sokar. İşte devlet, bu sosyal grupların
da zorunlu gereksinmelerini karşılayan mal ve hizmetleri satın alabilmelerini
sağlamak amacıyla piyasa fiyatının altında bir resmi fiyat saptayabilir. Bu
zorunlu fiyat indirimi arz edilen miktarda düşüş, talep edilen miktarda artış
ve bir mal eksikliği meydana getirecektir.
işte burda 1970 lerdeki KARABORSA akla
gelir filmlerden izlediğimiz kuyruklar îş yeri sahipleri, bireysel olarak, kıt
mallardan kimin alacağına karar verince, farklı bir sistem gelişecektir. Mallar
"tezgah altında" saklanabilecek ve yalnızca sürekli müşterilere
satılacaktır. Bu, Türkiye'de, benzin, tüpgaz ve bitkisel yağlar kıtlığının
olduğu 1974-1978 yılları arasında görülmüştür
Şekilde de
görüldüğü gibi Devlet bazen tüketiciyi korumak için tavan (azami) fiyat
belirler. Bu fiyat denge fiyatının altında bir fiyattır. Bu durum talep fazlası
yaratır. Eğer devlet bu durumda üreticileri sübvanse ederek arzın talebi
karşılayacak bir düzeyde artırılmasını sağlamaz ise muhtemelen karaborsa
oluşacaktır.
Devlet
üreticileri sübvanse ederek arzı S1 haline getirirse talep edilip de
bulunamayan mal olmayacaktır.
2 TABAN FİYATLAR
Devlet, bazen bir mal ve hizmet için asgari ya da taban fiyat
saptar. Emekçiler için asgari ücret, belli tarım ürünleri için destekleme
fiyatları bu konuda iyi bilinen örneklerdir. Taban fiyat denge fiyatında ya da
onun altında saptanırsa, hiç bir etkisi olmayacaktır. Çünkü denge hala
ulaşılabilir durumdadır ve devletçe konulan taban fiyatla da tutarsız değildir.
Ne var ki, taban fiyatın denge fiyatının üstünde olması halinde, bu fiyat
bağlayıcı veya etkili bir fiyat olacaktır. Şimdi, bu bağlayıcı durumlarla
ilgileneceğiz.
Devletin özellikle tarım ürünleri piyasalarına müdahalede
başvurduğu etkin bir yöntem; piyasa için bir destekleme fiyatı saptayarak, bu
fiyattan ürün satın almaktır. Bu uygulamada devlet, piyasa denge fiyatının
üzerinde bir taban fiyat belirler ve bu fiyattan kendisine getirilen ürünü
satın alır.
Ülkemizde Toprak Mahsulleri Ofisi, Fiskobirlik, Çaykur,
Marmara Birlik, Tekel gibi kuruluşların yaptığı gibi, bu kuruluşlar ilgili
malların piyasasına girerek belli bir fiyattan malı satın alırlar. Böylece bu
malların fiyatının bu taban fiyatın altına düşmesine izin verilmez.
Taban fiyatının piyasa denge fiyatının altında belirlenmesi
durumunda piyasada kendiliğinden oluşacak denge fiyatına çıkılması için bir
engel olmadığından hiçbir etki görülmeyecektir. Ancak taban fiyatlarının denge
fiyatının üstünde belirlenmesi önemli ve bağlayıcı bir etki yaratacaktır.
Dengenin üstünde belirlenen taban fiyat arz fazlası yaratır.
Bu fazlalık “destekleme alımları politikası” ile devlet tarafından alınmaz ise
üretici zarar görür. Devletin alım yapmadığı bir durumda üreticilerin bazıları
mallarını satabilirler.
3 DEVLETİN VERGİ UYGULAMASI
Devletin bir mal, hizmet ya da faktör üzerinde vergi uygulamasıda
piyasada oluşacak denge fiyatını etkileyecektir. Vergilemenin piyasa üzerindeki
etkisini, üreticiler tarafından ödenmek zorunda olan birim satış vergisi uygulamasından
hareketle açıklayabiliriz. Bu durumda üretici vergiyi bir maliyet artışı şeklinde
algılayacak ve Arz eğrisi sola doğru “S1”e kayacak ve vergi sonrası denge d1 noktasında
sağlanacaktır.
Örneğimizde, 20 TL’ye satılan bir mala birim başına 10 TL
satış vergisi uygulanıyor. Tüketici başta 20 TL öderken vergi sonrasında 25 TL
ödüyor. O halde üretici üzerine konan 10 TL’lik satış vergisinin 5 TL’sini
tüketici öder. Geri kalan 5 TL’yi de üretici öder. Sonuçta vergi sonrası denge
miktarı düşer, denge fiyatı artar.
4 ÜRETİM KOTASI
Devletin arz edilen mal ve hizmet miktarını sınırlayarak, tam
rekabet şartlarında oluşan piyasa fiyatını üreticilerin lehine artırmasına
yönelik politikalardır. Kota uygulamasının sonucunda piyasada, denge miktarının
azalması, denge fiyatının artması, üretim yapan firmaların kazançlarının
artması ve piyasaya başka üreticilerin girmesinin engellenmesi gibi etkiler
oluşur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder